“Tüm Planlarımızı Sürdürülebilirlik Alanında Lider Olma Vizyonu ile Yapıyoruz”

ŞİRKET 15.11.2023 - 17:08, Güncelleme: 20.11.2023 - 17:06 3711+ kez okundu.
 

“Tüm Planlarımızı Sürdürülebilirlik Alanında Lider Olma Vizyonu ile Yapıyoruz”

Uludağ Enerji Grup Sürdürülebilirlik Direktörü Özgür Öztürk ile sürdürülebilirlik, vizyon, ve stratejik hedefleri hakkında sorularımızı yanıtladı.

Sürdürülebilirlik kavramı şirketiniz için ne ifade ediyor? Sizin bu alana yönelik bakış açınızı öğrenebilir miyim? Uludağ Enerji Grubu olarak Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova'da 5 milyonun üzerinde nüfusa enerji dağıtım ve perakende hizmetlerini sağlayan UEDAŞ ve Uludağ Elektrik şirketlerini bünyemizde barındırıyoruz. Enerji sürekliliğini sağlamak yoluyla kamuya hizmet vererek önemli bir misyon üstlenmiş durumdayız. Sürdürülebilirlik stratejimiz uluslararası kabul görmüş çevresel ve sosyal kriterleri iş süreçlerimizin her aşamasına entegre etmek. Bu noktada öncelikli olarak insanı her anlamda ön planda tuttuğumuzu söyleyebilirim. Sürdürülebilirliği kurum içinde organizasyonun bütünleşerek tek yöne koşması, çalışan motivasyonu ve bağlılığın artması, yeteneği çekmek, kurumsal yönetimi güçlendirmek için çok güçlü ve kıymetli bir araç olarak görüyorum. Kurum dışında ise başta müşterilerimiz, toplum, yatırımcılar ve finans kurumları olmak üzere tüm paydaşlarla aramızda güçlü ve kalıcı bir güven oluşturmanın en etkili yolu olduğunu düşünüyorum. Uludağ Enerji’de sürdürülebilirlik vizyon, strateji ve yapısını bu çerçevede şekillendiriyoruz. Sektörünüzde sürdürülebilirlik alanında ne tür projelerle fark yaratmayı düşünüyorsunuz? Öncelikle dijitalleşmeyi işimizin her alanında itici güç olarak kullanmayı sürdüreceğiz. Bu alanda halihazırda sektörde öncü olduğumuz uygulamalar var, bunlara birazdan değineceğim. Dijitalleşmeye yatırım yapmaya devam edeceğiz. İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarımızla sahada fark yaratmak her daim odağımızda olacak. Enerji sürekliliğini yaz kış, gece gündüz demeden sağlayan binden fazla çalışanımızın akşam evlerine sağlıkla dönmesini her şeyden fazla önemsiyoruz. İşimizi yaparken toplumun güvenliğini gözetmek de bizim için son derece önemli. 2023 yılını İş Sağlığı ve Güvenliği Yılı ilan ettik. İcra Kurulu ve tüm yönetim ekibimizin dahil olduğu “Güvenlik Yürüyüşü” programı başlattık. Amacımız sahadaki çalışanlarımıza dokunmak, risklerini hatırlatmak ve onları dinlemek. Operasyonel risklerimizi hem saha gözlemleri hem de dijital bir uygulama olan “görüntülü teyit sistemi” ile takip ediyoruz. Kısa vadede bu sistemi ana risk alanlarına odaklandığımız bir yapıya kavuşturacağız. Güçlü bir teknik eğitim merkezimiz var, buradaki uzmanlarımızla teknik eğitimleri teknolojik çözümleri de kullanarak çok daha etkin hale getireceğiz.  Müşteri en kritik paydaşımız, onların memnuniyetini son derece önemsiyoruz. Bu alanı yöneten deneyimli bir ekibe sahibiz, bununla birlikte müşteri deneyimini şirketimizin tüm eylemlerinin sonucu olarak görüyoruz, bunu desteklemek üzere her birimin yıllık hedefleri var. Bu yaklaşım ve müşteri odaklı uygulamalarımız bize 2022 yılında sektörde müşteri memnuniyeti alanında birinciliği getirdi. Yine Ağustos ayı verilerine göre çağrı merkezi memnuniyetinde açık ara Türkiye birincisi olduk. Bu başarımızı dijitalleşme ve teknolojik çözümler ile kalıcı hale getireceğiz.  Son olarak, toplum gelişimine yönelik projelerimizle ses getireceğimizi söyleyebilirim. Bu alanda sektöre kazandırmak üzere kadın öğrencilerin geleceğine, öğrencilerden başlayarak enerji verimliliği bilincinin arttırılmasına; paydaşlarımızı ve toplumu elektriğin ve elektrik hatlarının tehlikelerine karşı bilinçlendirmeye odaklanacağız.  Kısa, orta ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerinizden bahseder misiniz? Tüm planlarımızı sürdürülebilirlik alanında lider olma vizyonu ile yapıyoruz. Hedeflerimizi İş Sağlığı ve Güvenliği, Çevre, Müşteri Deneyimi ve Toplum Katılımı olmak üzere dört ana başlık altında oluşturduk. Bu alanlarda Yönetim Kurulumuz tarafından onaylanmış nicel hedeflerimiz mevcut. İşle ilgili kaza frekansları, çevresel ayak izimizin azaltılması yönünde elektrik, su ve yakıt tüketimleri, müşteri temasında dijitalleşme oranı ve yazılı/sosyal medyada etkileşim sayısı gibi yıllık bazda takip ettiğimiz toplam 27 anahtar gösterge belirledik. Yıllık sürdürülebilirlik hedeflerimiz İcra Kurulu ve tüm yönetim kademesine yansıtılmış durumda. Sürdürülebilirlik liderliğine giden yolda kurumsal yapılarımızı hayata geçirdik. Performansımızı aylık olarak İcra Kurulu’na, üç aylık dönemlerde ise Yönetim Kurulumuza bağlı olan Sürdürülebilirlik Komitesi’ne raporluyoruz. Son olarak şunu vurgulayacağım; 2024 yılında ilk kurumsal sürdürülebilirlik raporumuzu paydaşlarımıza ulaştırmayı hedefliyoruz. Yönetici kadın çalışan oranınız nedir? Buna yönelik kısa vadeli bir hedefiniz mevcut mu?  Sektörün genel yapısı ve özellikle saha şartları sebebiyle kısıtlarımız olsa da kadın istihdamında başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Toplam çalışanlarımız içinde kadın çalışan oranımız %35, yönetici kadrosu içinde yer alan kadın yönetici oranımız %25, 2. Kadın yöneticilerimiz İcra Kurulu düzeyinde görev yapıyor. Bu kasımızı daha da güçlendirmek için önümüze iki hedef koyduk: İlki açık pozisyonlar için kadın adaylara yoğunlaşmak. Diğeri ise staj programlarında kız öğrencileri stajyer olarak kabul ederek onları yerinde uygulama haricinde gelişim programlarına dahil etmek ve bir aday olarak yetiştirip mezuniyetten sonra istihdam etmek. Bunlara ilave olarak arıza, bakım onarım, endeks okuma, açma kesme gibi bizzat saha görevlerinde kadın istihdamı sağlamayı hedefliyoruz, bu alanlarda çalışmak isteyen kadın adaylara buradan çağrı yapıyorum kendilerine kapımız sonuna kadar açıktır. Dijitalleşmeyi işleyişinize ne ölçüde yansıtıyorsunuz? Bu alandaki çalışmalarınıza yönelik bilgi verir misiniz? Dijitalleşme sektörde fark yaratabileceğimiz bir fırsat veriyor. EPDK tarafından desteklenen Ar-Ge projesi Dijital Olgunluk Modeli projesi kapsamında dijitalleşme seviyelerinin analizi süreci devam ediyor. Bugüne kadar dijitalleşmede “müşteri ve deneyim” ile “saha ve şebeke operasyonları” alanlarına odaklandık. Birincisinde sosyal medya ve hedef kitle yönetimi, dijital varlık yönetimi, çağrı/etkileşim merkezi yönetimi ve vaka yönetimi konularında iyi seviyede olduğumuzu söyleyebilirim. Diğerinde ise CBS, şebeke yönetimi, planlı bakım, arıza onarım, tedarikçi ilişkileri, yeni bağlantı, teknik ofis süreçleri vb. birçok konuda öncü uygulamalara imza attık. Örnek olarak elektrik tesisat projelerini dijital ortama taşıdığımız PWIRE Projesini verebilirim; Belediyeler, İl Özel İdareleri ve yapı denetim firmaları ile yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde elektrik projelendirmenin tüm süreçlerini dijitalleştirerek hem zaman hem de kağıt tasarrufu sağladığımız projeyi sektöre kazandırdığımız için mutluyuz. Önümüzdeki dönemde bu alanlarda gelişime devam ederken odağımızı “veri ve teknoloji” ile “destek operasyonlar” alanlarına da genişleteceğiz. Bu arada önemli projelere imza atan bir AR-GE ekibimiz var. Bu ekip ile hem ülke genelinde tüm elektrik dağıtım şirketlerinin (EDAŞ) katıldığı EPDK destekli projelere, hem de uluslararası platformda Ufuk Avrupa (Horizon EU) projelerine katılıyoruz. Projelerin çoğu dijitalleşme ve teknolojik çözümleri odağına alarak elektrik dağıtım sistemlerinin gelişimini hedefliyor. Halen 4 tanesi Ufuk Avrupa projesi olmak üzere toplam 22 projede ortak olarak yer almaktayız. Bu tip inisiyatif ve çabalar ile kazanılan bilgi birikimi ve kapasite artışlarının ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.   Verimli ve tasarruflu enerji tüketimi, sürdürülebilirlik hedefleri bakımından büyük öneme sahip. Sizin buna yönelik tavsiyeleriniz neler? Çok doğru, dünyadaki enerjinin yaklaşık %40’ı binalarda kullanılıyor. Konu enerji tüketiminde verim ve tasarruf olunca doğruyu çok uzakta aramamak lazım: konutlarımızda enerji verimliliğine dair bilincin mutlaka arttırılması gerekli, sanayide ise ölçekten bağımsız olarak söylüyorum muhakkak ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’nin kurulması ve etkin şekilde yönetilmesini öneriyorum. Aslında konutta enerji verimliliği mimari tasarım sürecinde başlıyor. Binalarımızı güneşe göre konumlandırmalı, aydınlatma ve iklimlendirmede ışıktan etkin şekilde faydalanmalıyız. Ve tabi yalıtım, tasarruflu cihazlar ve aydınlatma araçları son derece önemli. Klima, buzdolabı gibi yüksek enerji tüketen cihazların kullanımında tüketici davranışını değiştirmek ciddi etki yaratmakta. Televizyon, bilgisayar gibi elektrikli ev aletleri uyku konumunda normal tüketimin yüzde 10 ile 20'si oranında enerji harcıyor, bu cihazları uyku konumunda bırakmayıp güç tuşundan kapatmak dahi önemli tasarruf sağlıyor. Sanayide bahsettiğim gibi enerji yönetimini uluslararası standartlara göre sağlamalıyız. Üretim kalitesi ve miktarının düşmesine yol açmayacak şekilde tasarlanacak yönetim modelinde teknolojik çözümler de kullanılarak boşa çalışan ünitelerin çok daha düşük enerji tüketimi ile verimli çalışması kolayca sağlanabilir. Belirli anahtar göstergeler ile performansın takibi yapılır ve gerekli aksiyonlar alınırsa tasarruf kaçınılmaz olur. Enerjinin yenilenebilir kaynaklardan temini için yapılacak yatırımlar da günümüzde çok makul seviyelere gelmiş durumda. Tabi sanayi için enerji tüketimi karbon emisyonu açısından ayrıca önem taşıyor, buradaki yükümlülükler hızla artmakta. Biz de iklim değişikliğiyle mücadeleye destek olma motivasyonu ile yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesi, çocukluk çağından itibaren tasarruf ve verimlilik bilincinin oluşturulması çerçevesinde projeler yürütüyoruz. Örnek olarak vereceğim Enerji Danışmanım projesi kapsamında vatandaşları tüketim alışkanlıklarını değiştirmek yönünde bilinçlendiriyor, işletmelere ve farklı müşteri gruplarına ziyaretler yaparak alacakları küçük önlemlerle nasıl tasarruf sağlayacaklarını anlatıyoruz. Yenilenebilir enerji bağlamında enerji sektörünün geleceğinin nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz? Ülkemizin yenilenebilir enerjideki süratli atılımı ve halen taşıdığı büyük potansiyel ve fırsatlar ortada. ETBK tarafından deniz üstü rüzgar enerjisi için aday YEKA sahaları belirlenmiş olmasını ve deniz üstü rüzgar enerjisinde 2035’e kadar 5 gigavatlık kapasiteye ulaşılması hedefini heyecan verici buluyorum. Elektrikli araç kullanımındaki artışın doğal sonucu olarak özellikle şehirlerarası güzergahlarda ve nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu büyük şehirlerde yüksek hızlı şarj altyapısına olan ihtiyacı arttıracaktır. Hidrojenden enerji üretimi giderek daha fazla gündemde yer alacak: çoğunlukla ulaştırma, evsel ve endüstriyel ısıtma ve doğal gazın kullanıldığı alanların kullanımda ön planda olacağı ve 2035 yılından itibaren ihtiyacın hızla artış göstereceği öngörülmekte. Yenilenebilir kaynaklardan kendi enerjilerini üretmek ve tüketmek için oluşturulan, enerji verimliliğine doğrudan katkı sağlayacak “enerji topluluklarını” da yakın zaman içinde daha sık duyacağımızı düşünüyorum.
Uludağ Enerji Grup Sürdürülebilirlik Direktörü Özgür Öztürk ile sürdürülebilirlik, vizyon, ve stratejik hedefleri hakkında sorularımızı yanıtladı.

Sürdürülebilirlik kavramı şirketiniz için ne ifade ediyor? Sizin bu alana yönelik bakış açınızı öğrenebilir miyim?

Uludağ Enerji Grubu olarak Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova'da 5 milyonun üzerinde nüfusa enerji dağıtım ve perakende hizmetlerini sağlayan UEDAŞ ve Uludağ Elektrik şirketlerini bünyemizde barındırıyoruz. Enerji sürekliliğini sağlamak yoluyla kamuya hizmet vererek önemli bir misyon üstlenmiş durumdayız. Sürdürülebilirlik stratejimiz uluslararası kabul görmüş çevresel ve sosyal kriterleri iş süreçlerimizin her aşamasına entegre etmek. Bu noktada öncelikli olarak insanı her anlamda ön planda tuttuğumuzu söyleyebilirim. Sürdürülebilirliği kurum içinde organizasyonun bütünleşerek tek yöne koşması, çalışan motivasyonu ve bağlılığın artması, yeteneği çekmek, kurumsal yönetimi güçlendirmek için çok güçlü ve kıymetli bir araç olarak görüyorum. Kurum dışında ise başta müşterilerimiz, toplum, yatırımcılar ve finans kurumları olmak üzere tüm paydaşlarla aramızda güçlü ve kalıcı bir güven oluşturmanın en etkili yolu olduğunu düşünüyorum. Uludağ Enerji’de sürdürülebilirlik vizyon, strateji ve yapısını bu çerçevede şekillendiriyoruz.

Sektörünüzde sürdürülebilirlik alanında ne tür projelerle fark yaratmayı düşünüyorsunuz?

Öncelikle dijitalleşmeyi işimizin her alanında itici güç olarak kullanmayı sürdüreceğiz. Bu alanda halihazırda sektörde öncü olduğumuz uygulamalar var, bunlara birazdan değineceğim. Dijitalleşmeye yatırım yapmaya devam edeceğiz. İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarımızla sahada fark yaratmak her daim odağımızda olacak. Enerji sürekliliğini yaz kış, gece gündüz demeden sağlayan binden fazla çalışanımızın akşam evlerine sağlıkla dönmesini her şeyden fazla önemsiyoruz. İşimizi yaparken toplumun güvenliğini gözetmek de bizim için son derece önemli. 2023 yılını İş Sağlığı ve Güvenliği Yılı ilan ettik. İcra Kurulu ve tüm yönetim ekibimizin dahil olduğu “Güvenlik Yürüyüşü” programı başlattık. Amacımız sahadaki çalışanlarımıza dokunmak, risklerini hatırlatmak ve onları dinlemek. Operasyonel risklerimizi hem saha gözlemleri hem de dijital bir uygulama olan “görüntülü teyit sistemi” ile takip ediyoruz. Kısa vadede bu sistemi ana risk alanlarına odaklandığımız bir yapıya kavuşturacağız. Güçlü bir teknik eğitim merkezimiz var, buradaki uzmanlarımızla teknik eğitimleri teknolojik çözümleri de kullanarak çok daha etkin hale getireceğiz.

 Müşteri en kritik paydaşımız, onların memnuniyetini son derece önemsiyoruz. Bu alanı yöneten deneyimli bir ekibe sahibiz, bununla birlikte müşteri deneyimini şirketimizin tüm eylemlerinin sonucu olarak görüyoruz, bunu desteklemek üzere her birimin yıllık hedefleri var. Bu yaklaşım ve müşteri odaklı uygulamalarımız bize 2022 yılında sektörde müşteri memnuniyeti alanında birinciliği getirdi. Yine Ağustos ayı verilerine göre çağrı merkezi memnuniyetinde açık ara Türkiye birincisi olduk. Bu başarımızı dijitalleşme ve teknolojik çözümler ile kalıcı hale getireceğiz.  Son olarak, toplum gelişimine yönelik projelerimizle ses getireceğimizi söyleyebilirim. Bu alanda sektöre kazandırmak üzere kadın öğrencilerin geleceğine, öğrencilerden başlayarak enerji verimliliği bilincinin arttırılmasına; paydaşlarımızı ve toplumu elektriğin ve elektrik hatlarının tehlikelerine karşı bilinçlendirmeye odaklanacağız. 

Kısa, orta ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerinizden bahseder misiniz?

Tüm planlarımızı sürdürülebilirlik alanında lider olma vizyonu ile yapıyoruz. Hedeflerimizi İş Sağlığı ve Güvenliği, Çevre, Müşteri Deneyimi ve Toplum Katılımı olmak üzere dört ana başlık altında oluşturduk. Bu alanlarda Yönetim Kurulumuz tarafından onaylanmış nicel hedeflerimiz mevcut. İşle ilgili kaza frekansları, çevresel ayak izimizin azaltılması yönünde elektrik, su ve yakıt tüketimleri, müşteri temasında dijitalleşme oranı ve yazılı/sosyal medyada etkileşim sayısı gibi yıllık bazda takip ettiğimiz toplam 27 anahtar gösterge belirledik. Yıllık sürdürülebilirlik hedeflerimiz İcra Kurulu ve tüm yönetim kademesine yansıtılmış durumda. Sürdürülebilirlik liderliğine giden yolda kurumsal yapılarımızı hayata geçirdik. Performansımızı aylık olarak İcra Kurulu’na, üç aylık dönemlerde ise Yönetim Kurulumuza bağlı olan Sürdürülebilirlik Komitesi’ne raporluyoruz. Son olarak şunu vurgulayacağım; 2024 yılında ilk kurumsal sürdürülebilirlik raporumuzu paydaşlarımıza ulaştırmayı hedefliyoruz.

Yönetici kadın çalışan oranınız nedir? Buna yönelik kısa vadeli bir hedefiniz mevcut mu?

 Sektörün genel yapısı ve özellikle saha şartları sebebiyle kısıtlarımız olsa da kadın istihdamında başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Toplam çalışanlarımız içinde kadın çalışan oranımız %35, yönetici kadrosu içinde yer alan kadın yönetici oranımız %25, 2. Kadın yöneticilerimiz İcra Kurulu düzeyinde görev yapıyor. Bu kasımızı daha da güçlendirmek için önümüze iki hedef koyduk: İlki açık pozisyonlar için kadın adaylara yoğunlaşmak. Diğeri ise staj programlarında kız öğrencileri stajyer olarak kabul ederek onları yerinde uygulama haricinde gelişim programlarına dahil etmek ve bir aday olarak yetiştirip mezuniyetten sonra istihdam etmek. Bunlara ilave olarak arıza, bakım onarım, endeks okuma, açma kesme gibi bizzat saha görevlerinde kadın istihdamı sağlamayı hedefliyoruz, bu alanlarda çalışmak isteyen kadın adaylara buradan çağrı yapıyorum kendilerine kapımız sonuna kadar açıktır.

Dijitalleşmeyi işleyişinize ne ölçüde yansıtıyorsunuz? Bu alandaki çalışmalarınıza yönelik bilgi verir misiniz?

Dijitalleşme sektörde fark yaratabileceğimiz bir fırsat veriyor. EPDK tarafından desteklenen Ar-Ge projesi Dijital Olgunluk Modeli projesi kapsamında dijitalleşme seviyelerinin analizi süreci devam ediyor. Bugüne kadar dijitalleşmede “müşteri ve deneyim” ile “saha ve şebeke operasyonları” alanlarına odaklandık. Birincisinde sosyal medya ve hedef kitle yönetimi, dijital varlık yönetimi, çağrı/etkileşim merkezi yönetimi ve vaka yönetimi konularında iyi seviyede olduğumuzu söyleyebilirim. Diğerinde ise CBS, şebeke yönetimi, planlı bakım, arıza onarım, tedarikçi ilişkileri, yeni bağlantı, teknik ofis süreçleri vb. birçok konuda öncü uygulamalara imza attık. Örnek olarak elektrik tesisat projelerini dijital ortama taşıdığımız PWIRE Projesini verebilirim; Belediyeler, İl Özel İdareleri ve yapı denetim firmaları ile yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde elektrik projelendirmenin tüm süreçlerini dijitalleştirerek hem zaman hem de kağıt tasarrufu sağladığımız projeyi sektöre kazandırdığımız için mutluyuz. Önümüzdeki dönemde bu alanlarda gelişime devam ederken odağımızı “veri ve teknoloji” ile “destek operasyonlar” alanlarına da genişleteceğiz.

Bu arada önemli projelere imza atan bir AR-GE ekibimiz var. Bu ekip ile hem ülke genelinde tüm elektrik dağıtım şirketlerinin (EDAŞ) katıldığı EPDK destekli projelere, hem de uluslararası platformda Ufuk Avrupa (Horizon EU) projelerine katılıyoruz. Projelerin çoğu dijitalleşme ve teknolojik çözümleri odağına alarak elektrik dağıtım sistemlerinin gelişimini hedefliyor. Halen 4 tanesi Ufuk Avrupa projesi olmak üzere toplam 22 projede ortak olarak yer almaktayız. Bu tip inisiyatif ve çabalar ile kazanılan bilgi birikimi ve kapasite artışlarının ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.  

Verimli ve tasarruflu enerji tüketimi, sürdürülebilirlik hedefleri bakımından büyük öneme sahip. Sizin buna yönelik tavsiyeleriniz neler?

Çok doğru, dünyadaki enerjinin yaklaşık %40’ı binalarda kullanılıyor. Konu enerji tüketiminde verim ve tasarruf olunca doğruyu çok uzakta aramamak lazım: konutlarımızda enerji verimliliğine dair bilincin mutlaka arttırılması gerekli, sanayide ise ölçekten bağımsız olarak söylüyorum muhakkak ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’nin kurulması ve etkin şekilde yönetilmesini öneriyorum.

Aslında konutta enerji verimliliği mimari tasarım sürecinde başlıyor. Binalarımızı güneşe göre konumlandırmalı, aydınlatma ve iklimlendirmede ışıktan etkin şekilde faydalanmalıyız. Ve tabi yalıtım, tasarruflu cihazlar ve aydınlatma araçları son derece önemli. Klima, buzdolabı gibi yüksek enerji tüketen cihazların kullanımında tüketici davranışını değiştirmek ciddi etki yaratmakta. Televizyon, bilgisayar gibi elektrikli ev aletleri uyku konumunda normal tüketimin yüzde 10 ile 20'si oranında enerji harcıyor, bu cihazları uyku konumunda bırakmayıp güç tuşundan kapatmak dahi önemli tasarruf sağlıyor.

Sanayide bahsettiğim gibi enerji yönetimini uluslararası standartlara göre sağlamalıyız. Üretim kalitesi ve miktarının düşmesine yol açmayacak şekilde tasarlanacak yönetim modelinde teknolojik çözümler de kullanılarak boşa çalışan ünitelerin çok daha düşük enerji tüketimi ile verimli çalışması kolayca sağlanabilir. Belirli anahtar göstergeler ile performansın takibi yapılır ve gerekli aksiyonlar alınırsa tasarruf kaçınılmaz olur. Enerjinin yenilenebilir kaynaklardan temini için yapılacak yatırımlar da günümüzde çok makul seviyelere gelmiş durumda. Tabi sanayi için enerji tüketimi karbon emisyonu açısından ayrıca önem taşıyor, buradaki yükümlülükler hızla artmakta.

Biz de iklim değişikliğiyle mücadeleye destek olma motivasyonu ile yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesi, çocukluk çağından itibaren tasarruf ve verimlilik bilincinin oluşturulması çerçevesinde projeler yürütüyoruz. Örnek olarak vereceğim Enerji Danışmanım projesi kapsamında vatandaşları tüketim alışkanlıklarını değiştirmek yönünde bilinçlendiriyor, işletmelere ve farklı müşteri gruplarına ziyaretler yaparak alacakları küçük önlemlerle nasıl tasarruf sağlayacaklarını anlatıyoruz.

Yenilenebilir enerji bağlamında enerji sektörünün geleceğinin nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz?

Ülkemizin yenilenebilir enerjideki süratli atılımı ve halen taşıdığı büyük potansiyel ve fırsatlar ortada. ETBK tarafından deniz üstü rüzgar enerjisi için aday YEKA sahaları belirlenmiş olmasını ve deniz üstü rüzgar enerjisinde 2035’e kadar 5 gigavatlık kapasiteye ulaşılması hedefini heyecan verici buluyorum.

Elektrikli araç kullanımındaki artışın doğal sonucu olarak özellikle şehirlerarası güzergahlarda ve nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu büyük şehirlerde yüksek hızlı şarj altyapısına olan ihtiyacı arttıracaktır. Hidrojenden enerji üretimi giderek daha fazla gündemde yer alacak: çoğunlukla ulaştırma, evsel ve endüstriyel ısıtma ve doğal gazın kullanıldığı alanların kullanımda ön planda olacağı ve 2035 yılından itibaren ihtiyacın hızla artış göstereceği öngörülmekte. Yenilenebilir kaynaklardan kendi enerjilerini üretmek ve tüketmek için oluşturulan, enerji verimliliğine doğrudan katkı sağlayacak “ enerji topluluklarını” da yakın zaman içinde daha sık duyacağımızı düşünüyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteenerji.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.