Kamu ve İş Dünyası Perspektifinden Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Yol Haritası

GÜNCEL 16.01.2023 - 09:56, Güncelleme: 16.01.2023 - 10:13 1806+ kez okundu.
 

Kamu ve İş Dünyası Perspektifinden Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Yol Haritası

Turkuvaz Medya Grubu’nun ekonomi dergisi Inbusiness’ın düzenlediği ‘Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde Türkiye’nin bu alandaki yol haritası masaya yatırıldı. İş dünyası temsilcileri zirve kapsamında düzenlenen iki panel ile, sürdürülebilirlik konusunda yaptıkları çalışmaları ve hedeflerini paylaştı. İş dünyasının odağı ise 2050’ye kadar karbon sıfır hedefine ulaşmak.

Dünya yeni bir yere gidiyor, Türkiye pozisyon almalı Açılış konuşmasının ardından, ‘Kamu ve İş Dünyası Perspektifinden Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Yol Haritası’ başlığıyla zirvenin ilk paneli düzenlendi. ARGE Danışmanlık Ortağı Dr. Erkin Erimez moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Dr. Abdulkadir Bektaş, yeşil kalkınma devrimi çerçevesinde başkanlıklarının 14 ay önce kurulduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Bir yıldır Türkiye’nin yeşil dönüşümünde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Dünya yeni bir yere gidiyor. Türkiye’nin de bu yeni yerde pozisyon alması lazım. 217 önemli karar aldık. Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda taahhütlerini hukuki zeminde güçlendirecek en önemli atılım iklim kanununun bitirilmiş olmasıdır. Sınırda karbon düzenleme mekanizmasında, AB itici güç olarak ortaya çıktı. Avrupa tüm emisyonların düşeceğini vaat etti ve önlemler aldı. Karbon kaçağı anlamında sistem kurgusunu ortaya koydu ve 1 Ekim 2023’te bu sistem başlayacak. Sonuçta bu tarih itibarıyla sınırda karbon, yani ihracat mallarını ithal edenler açısından bir vergilendirme söz konusu olacak. Sanayimizi bu sisteme alıştırma kapsamında emisyon ticaret sistemini devreye sokacağız. Sınırda karbon düzenleme mekanizması ilk etapta alüminyum, demir çelik, gübre ve kimyasallar da başlıyor. Bu sektörlerdeki ihracatımız 10,5 milyar dolar. Türkiye’nin buna hazır olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor.” Kadınların kaynaklara eşit erişimi şart Panelde konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Uluslararası Kuruluşlar Daire Başkanı Özge İmamoğlu da yaptıkları çalışmalara ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Tarım Covid-19 ile daha da gündemimize oturdu. 2030 gündeminden bahsederken kendimize sıfır açlık hedefi koyduk. Ancak ne yazık ki pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle hedefimizden geriye düştük. Ama kadınlara ve gençlere baktığımızda hedefe çok yaklaştığımızı görüyorum. Kadınlar şu anda zaten tarımsal üretimin hemen hemen yarısını oluşturuyor. Tarım sektörü için yüzde 43. Ancak ücretten, kaynağa erişimden eşit şekilde faydalanamıyorlar. Kadınlara yapılacak en ufak bir yardımın, desteğin, hibenin ve onlara verilecek eğitimin çok güzel geri dönüşleri oluyor. Kadınların öncelikle kaynaklara eşit erişime sahip olmaları lazım. FAO’nun raporunda, kadınlara kaynaklara eşit erişim imkânı sağlandığında üretimde yüzde 20-30’luk artıştan bahsediliyor. Kırsalda yaşayanların üretim zincirinde yer alabilmesi amacıyla fırsat eşitliğinin sağlanması için bir projemiz var. Kadın kooperatifleriyle iş birliği protokolümüz var. Ürettikten sonra insanlara nasıl ulaştıracakları konusunda eğitim veriyoruz. FAO iş birliğiyle de Türk Cumhuriyetlerdeki kadınlarımıza da ulaşıyoruz.” KOBİ’ler yeşil dönüşüme hazır Toplam 7 milyon istihdamla 60 bin işletmeyi temsil eden TÜRKONFED Yeşil Dönüşüm Komisyonu Başkanı Onur Ünlü ise, sınırda karbon düzenlemesine dikkat çekerek, “Düzenlemeden büyük şirketler kadar KOBİ’ler de etkilenecek” dedi. 2030’a doğru Türkiye’nin yaşayabileceği sorunların ve çözüm önerilerinin ortaya konulduğunu anlatan Ünlü, şöyle devam etti: “Yaşam şekli değişiyor ve iklim değişikliğiyle mücadele dediğimiz, yerküreyle dost üretim ve tüketim alışkanlıklarına geçmemiz gerekiyor. Oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişiyor. Dengeli hareket etmek gerekiyor. Mesela enerji konusuna geldiğimiz zaman sadece emisyonu azaltmak değil stratejik olarak tedarik ve güvenliğini de tesis etmek gerekiyor. Üçüz dönüşümü yani dijital, yeşil ve toplumsal dönüşümü odağımıza aldık. Dijital dönüşümü zaten kaçırma şansımız yok. Yeşil dönüşüm sanayi devrimi kadar önemli. Biz enerjimizin yüzde 75’ini ithal ediyoruz. Değişen oyunda emisyonları azaltarak çevreyle dost ürün ürettiğimiz zaman ihracatımız da artacaktır.  Toplumsal dönüşüm ile ilgili de toplumun tüm katmanlarının bu dönüşüme ortak olması için sahada çalışmalar yürütüyoruz.” KOBİ’lerin bu sürece hazır olduğunu kaydeden Ünlü, “Ciddi çalışmalar yapıyoruz. Sekiz şehirde çalıştay düzenledik. Yaptığımız çalışmalarla sanayide yüzde 32 tasarruf sağlatıyoruz. KOBİ’lere bir yol haritası sunduk. Bu sene de yeşil dönüşüm tasarım merkezlerini kuruyoruz” diye konuştu. Yenilenebilir enerjide çok yüksek bir yatırım ivmesi var EPİAŞ Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu da enerji sektörünün sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği anlamında kilit bir sektör olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak iklim değişikliği anlamında dünyada ve Avrupa’da lider bir ülke olduğunu belirten Türkoğlu, “Son 12 yılda yenilenebilir enerji anlamında Türkiye’de çok yüksek bir yatırım ivmesi gördük. Bugün itibarıyla toplam kapasitenin yüzde 54’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor” dedi. Bugünlerde enerji depolama konusunun da gündemde olduğunu vurgulayan Türkoğlu, şöyle devam etti: “EPDK’nın yeni kararıyla birlikte bu trend de tamamen değişiyor. Çok hızlı şekilde yenilenebilir kaynaklardan üretimin artacağını öngörüyorum. Şu an itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarından yüzde 100 enerji üretme şansımız yok. Pandemi, kuraklık ve savaşla enerji fiyatları çok yüksek seviyelere geldi. Bunu aşağı indirmenin temel yolu yenilenebilir enerjiyi dengelemekten geçiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bunu dengeleyecek kaynaklara da nükleer enerjiye de ihtiyaç var. Bu yıldan itibaren her yıl dört ünite olmak üzere Akkuyu devreye girecek, ama o da yetmiyor. Sonuç olarak Türkiye yenilenebilir enerjiye çok ciddi yatırım yaptı ve yapacak.”  Türkoğlu, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim yapanlara yeşil sertifika verilen bir piyasayı kurduklarını hatırlattı. Şirketlerin ilgisi 3 yılda ikiye katlandı 2008’de sürdürülebilirlik yolculuğuna başladıklarına işaret eden İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, üyelerinin yüzde 55’inin net sıfır konusunda taahhütlerde bulunduğunu anlatarak, şunları söyledi: “Hedef çok güzel, ama o yolculuğa nasıl gideceğiz? İçeride bunların komitelerini kurmak, dünyadaki endeksleri hedeflemek gerek. Tüm değer zincirine, tedarik zincirimize bunu mümkün olduğunca entegre etmemiz lazım” dedi. Global Compact Türkiye, SKD Türkiye ve TÜSİAD'ın iş birliğiyle kurulan İş Dünyası Plastik Girişimi’ne (İPG) dikkat çeken Edin, “Şirketlerin plastik atıklarını azaltmasını, tek seferlik kullanımda plastiğin tamamen kaldırılmasını amaçlıyoruz. Taahhütte bulunan şirketlerin yüzde 40 oranında hedeflerini gerçekleştirdiklerini gördük. 40 bin ailenin yıllık plastik harcamasına denk gelen bir tasarruf oldu. Tamamlandıktan sonra 100 bin aileye denk gelecek” diye konuştu.  Plastik ambalajlar geri dönüştürülebilir olacak Zirve, ‘Türkiye’nin Yüzyılında Sürdürülebilirlik ve Dayanışma İçin Nasıl Bir Liderlik Gerekiyor?’ başlıklı ikinci panelle devam etti. Panelde, SOCAR Türkiye İletişim ve Kamu İlişkileri Başkanı Mikayil Yusifov, Yıldız Holding Kurumsal Strateji, İş Geliştirme ve M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, Kalyon Enerji Sürdürülebilirlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Defne Arısoy ve Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi, Kurumsal İlişkiler ve İletişim Başkanı Ebru Şenel Erim, SDSN Türkiye Koordinatörü Bahar Özay’ın konuyla ilgili sorularını yanıtladı. İsrafsız şirket politikalarına dikkat çeken Yıldız Holding Kurumsal Strateji, İş Geliştirme ve M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, “Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık kapsamında inovasyon çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üç odak etrafında stratejimizi yeniledik. Değer zincirindeki doğal kaynakların yenilenmesine olanak sağlamak lazım. Bu çerçevede iki ana hedefimiz var. 2050’ye kadar net sıfır emisyon ve 2030’a kadar plastik ambalajlarımızın tümünün geri dönüştürülebilir, yeniden kullanılabilir ve kompost edilebilir olması. İkinci hedefimiz ise paydaşlarla güçlenmek. Bir yandan çalışanlarımızı düşündüğümüzde tüm yönetim kademelerinde çeşitliliği artıracak, eşit işe eşit ücret diyeceğiz” ifadelerini kullandı. Ağaçlandırma çalışmalarına büyük katkı Kalyon Enerji Sürdürülebilirlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Defne Arısoy da “Gelecek kuşaklara daha yaşanılası bir ortam bırakmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımızı buna uygun olarak yönlendiriyoruz” dedi. Arısoy, şu bilgileri paylaştı: “Özellikle Konya Karapınar’daki güneş enerjisi santralı projemiz Avrupa’nın en büyüğü ve dünyanın sayılı projelerinden biri. Türkiye orman varlığı çalışmasına göre 2010-2020 yılında yıllık katkı değer sağlayan ülkeler arasında altıncı oldu. Kalyon da ağaçlandırma çalışmalarıyla buna ciddi katkı sağlıyor. Karapınar santralimiz tamamlandığında 1,7 milyon ton karbondioksit salımının azalacağını öngörüyoruz. Teknoloji ve tasarım konusunda Ar-Ge çalışmalarımız Kalyon PV bünyesinde çok ciddi önem kazanıyor. Bundan sonra da Kalyon Enerji yeni projelerinde yine aynı stratejilerle devam edecek.” Plastik kullanımını yüzde 11 azalttı Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi, Kurumsal İlişkiler ve İletişim Başkanı Ebru Şenel Erim ise, Türkiye’de karbon emisyonlarını yüzde 55, plastik kullanımını da yüzde 11 azalttıklarını anlatarak, şunları söyledi: “Ve bu stratejiyi uygulayarak 60 milyon TL’den fazla tasarruf elde ettik. Sürdürülebilirlik sanki ekstra bir maliyet kalemi gibi algılanıyor. Aslında sürdürülebilirlik bir şirketin stratejisine etki edebiliyorsa, bir maliyeti düşürme kalemidir. 2039’da şirketimiz net sıfır hedefine ulaşmış olacak. Kazanımlar çok güzel ama sanmayalım ki 13 sene her şey mükemmel gitti. O kadar basit olmuyor, sizin etkinizin tüm sektörü değiştirmesi mümkün olmuyor.” 2050’de karbon sıfıra yaklaşacağız SOCAR Türkiye İletişim ve Kamu İlişkileri Başkanı Mikayil Yusifov, “Çevreye, insanlara, topluma değer veren, fayda sağlayan bir petrol doğalgaz şirketi olarak Türkiye’de de belli taahhütlerde bulunduk. 2035 yılında yüzde 40, 2050’de karbon sıfıra yaklaşacağız. Biz Türkiye’de enerji geçişine bütüncül yaklaşıyoruz” dedi. Yusifov, şunları söyledi: “Bizim süreçlerimiz gereği çok yoğun bir enerji tüketimimiz var. Azerbaycan’da 2011’de Türkiye’de ise 2019’da sürdürülebilirlik raporlamasına başladık. Burada karbonsuzlaşma stratejisi oluşturduk. Her yıl yüzde 1 azaltım hedefledik. Kimyasal geri dönüşüm için üniversitelerle işbirliğine başladık. Petkim şirketimizde ambalaj üretiminde yüzde 50 oranında geri dönüşüm granül kullanımına başladık.” Zirve’nin açılış konuşmasını yapan InBusiness Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Yazarı Hülya Güler de “Eşitsizlik, yoksulluk, iklim değişikliği gezegenimizi yaşaması giderek daha zor bir yere dönüştürüyor. BM’nin belirlediği 17 sürdürülebilir kalkınma amacının etrafında kenetlenmemiz her zamankinden daha önemli” dedi. Önümüzdeki 6-7 yılın gelecek yüzyılları nasıl geçireceğimizi belirleyeceğini vurgulayan Güler, şunları söyledi: “Bu sebeple Inbusiness olarak sürdürülebilirlik temasını DNA’mızın önemli bir parçası olarak benimsedik. Her faaliyetimizde sürdürülebilirlik önemli hedeflerimizden biri oldu ve olmaya devam edecek. Başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.” ‘Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’ne güçlü sponsor desteği Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nin sponsorları Aydınlı, Koza Altın İşletmeleri, Türk Telekom, Vakıfbank, Yıldız Holding, Ziraat GYO, Halk Faktoring, İstanbul Airport, Kalyon, Tosyalı Holding, Turkish Airlines, Eco Zero, Epiaş, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kargomsende, Kuzey Marmara Otoyolu, Limak, Sanko ve Socar oldu.  
Turkuvaz Medya Grubu’nun ekonomi dergisi Inbusiness’ın düzenlediği ‘Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde Türkiye’nin bu alandaki yol haritası masaya yatırıldı. İş dünyası temsilcileri zirve kapsamında düzenlenen iki panel ile, sürdürülebilirlik konusunda yaptıkları çalışmaları ve hedeflerini paylaştı. İş dünyasının odağı ise 2050’ye kadar karbon sıfır hedefine ulaşmak.

Dünya yeni bir yere gidiyor, Türkiye pozisyon almalı

Açılış konuşmasının ardından, ‘Kamu ve İş Dünyası Perspektifinden Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Yol Haritası’ başlığıyla zirvenin ilk paneli düzenlendi. ARGE Danışmanlık Ortağı Dr. Erkin Erimez moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Dr. Abdulkadir Bektaş, yeşil kalkınma devrimi çerçevesinde başkanlıklarının 14 ay önce kurulduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Bir yıldır Türkiye’nin yeşil dönüşümünde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Dünya yeni bir yere gidiyor. Türkiye’nin de bu yeni yerde pozisyon alması lazım. 217 önemli karar aldık. Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda taahhütlerini hukuki zeminde güçlendirecek en önemli atılım iklim kanununun bitirilmiş olmasıdır. Sınırda karbon düzenleme mekanizmasında, AB itici güç olarak ortaya çıktı. Avrupa tüm emisyonların düşeceğini vaat etti ve önlemler aldı. Karbon kaçağı anlamında sistem kurgusunu ortaya koydu ve 1 Ekim 2023’te bu sistem başlayacak. Sonuçta bu tarih itibarıyla sınırda karbon, yani ihracat mallarını ithal edenler açısından bir vergilendirme söz konusu olacak. Sanayimizi bu sisteme alıştırma kapsamında emisyon ticaret sistemini devreye sokacağız. Sınırda karbon düzenleme mekanizması ilk etapta alüminyum, demir çelik, gübre ve kimyasallar da başlıyor. Bu sektörlerdeki ihracatımız 10,5 milyar dolar. Türkiye’nin buna hazır olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor.”

Kadınların kaynaklara eşit erişimi şart

Panelde konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Uluslararası Kuruluşlar Daire Başkanı Özge İmamoğlu da yaptıkları çalışmalara ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Tarım Covid-19 ile daha da gündemimize oturdu. 2030 gündeminden bahsederken kendimize sıfır açlık hedefi koyduk. Ancak ne yazık ki pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle hedefimizden geriye düştük. Ama kadınlara ve gençlere baktığımızda hedefe çok yaklaştığımızı görüyorum. Kadınlar şu anda zaten tarımsal üretimin hemen hemen yarısını oluşturuyor. Tarım sektörü için yüzde 43. Ancak ücretten, kaynağa erişimden eşit şekilde faydalanamıyorlar. Kadınlara yapılacak en ufak bir yardımın, desteğin, hibenin ve onlara verilecek eğitimin çok güzel geri dönüşleri oluyor. Kadınların öncelikle kaynaklara eşit erişime sahip olmaları lazım. FAO’nun raporunda, kadınlara kaynaklara eşit erişim imkânı sağlandığında üretimde yüzde 20-30’luk artıştan bahsediliyor. Kırsalda yaşayanların üretim zincirinde yer alabilmesi amacıyla fırsat eşitliğinin sağlanması için bir projemiz var. Kadın kooperatifleriyle iş birliği protokolümüz var. Ürettikten sonra insanlara nasıl ulaştıracakları konusunda eğitim veriyoruz. FAO iş birliğiyle de Türk Cumhuriyetlerdeki kadınlarımıza da ulaşıyoruz.”

KOBİ’ler yeşil dönüşüme hazır

Toplam 7 milyon istihdamla 60 bin işletmeyi temsil eden TÜRKONFED Yeşil Dönüşüm Komisyonu Başkanı Onur Ünlü ise, sınırda karbon düzenlemesine dikkat çekerek, “Düzenlemeden büyük şirketler kadar KOBİ’ler de etkilenecek” dedi. 2030’a doğru Türkiye’nin yaşayabileceği sorunların ve çözüm önerilerinin ortaya konulduğunu anlatan Ünlü, şöyle devam etti: “Yaşam şekli değişiyor ve iklim değişikliğiyle mücadele dediğimiz, yerküreyle dost üretim ve tüketim alışkanlıklarına geçmemiz gerekiyor. Oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişiyor. Dengeli hareket etmek gerekiyor. Mesela enerji konusuna geldiğimiz zaman sadece emisyonu azaltmak değil stratejik olarak tedarik ve güvenliğini de tesis etmek gerekiyor. Üçüz dönüşümü yani dijital, yeşil ve toplumsal dönüşümü odağımıza aldık. Dijital dönüşümü zaten kaçırma şansımız yok. Yeşil dönüşüm sanayi devrimi kadar önemli. Biz enerjimizin yüzde 75’ini ithal ediyoruz. Değişen oyunda emisyonları azaltarak çevreyle dost ürün ürettiğimiz zaman ihracatımız da artacaktır.  Toplumsal dönüşüm ile ilgili de toplumun tüm katmanlarının bu dönüşüme ortak olması için sahada çalışmalar yürütüyoruz.”

KOBİ’lerin bu sürece hazır olduğunu kaydeden Ünlü, “Ciddi çalışmalar yapıyoruz. Sekiz şehirde çalıştay düzenledik. Yaptığımız çalışmalarla sanayide yüzde 32 tasarruf sağlatıyoruz. KOBİ’lere bir yol haritası sunduk. Bu sene de yeşil dönüşüm tasarım merkezlerini kuruyoruz” diye konuştu.

Yenilenebilir enerjide çok yüksek bir yatırım ivmesi var

EPİAŞ Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu da enerji sektörünün sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği anlamında kilit bir sektör olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak iklim değişikliği anlamında dünyada ve Avrupa’da lider bir ülke olduğunu belirten Türkoğlu, “Son 12 yılda yenilenebilir enerji anlamında Türkiye’de çok yüksek bir yatırım ivmesi gördük. Bugün itibarıyla toplam kapasitenin yüzde 54’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor” dedi. Bugünlerde enerji depolama konusunun da gündemde olduğunu vurgulayan Türkoğlu, şöyle devam etti: “EPDK’nın yeni kararıyla birlikte bu trend de tamamen değişiyor. Çok hızlı şekilde yenilenebilir kaynaklardan üretimin artacağını öngörüyorum. Şu an itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarından yüzde 100 enerji üretme şansımız yok. Pandemi, kuraklık ve savaşla enerji fiyatları çok yüksek seviyelere geldi. Bunu aşağı indirmenin temel yolu yenilenebilir enerjiyi dengelemekten geçiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bunu dengeleyecek kaynaklara da nükleer enerjiye de ihtiyaç var. Bu yıldan itibaren her yıl dört ünite olmak üzere Akkuyu devreye girecek, ama o da yetmiyor. Sonuç olarak Türkiye yenilenebilir enerjiye çok ciddi yatırım yaptı ve yapacak.”  Türkoğlu, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim yapanlara yeşil sertifika verilen bir piyasayı kurduklarını hatırlattı.

Şirketlerin ilgisi 3 yılda ikiye katlandı

2008’de sürdürülebilirlik yolculuğuna başladıklarına işaret eden İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, üyelerinin yüzde 55’inin net sıfır konusunda taahhütlerde bulunduğunu anlatarak, şunları söyledi: “Hedef çok güzel, ama o yolculuğa nasıl gideceğiz? İçeride bunların komitelerini kurmak, dünyadaki endeksleri hedeflemek gerek. Tüm değer zincirine, tedarik zincirimize bunu mümkün olduğunca entegre etmemiz lazım” dedi. Global Compact Türkiye, SKD Türkiye ve TÜSİAD'ın iş birliğiyle kurulan İş Dünyası Plastik Girişimi’ne (İPG) dikkat çeken Edin, “Şirketlerin plastik atıklarını azaltmasını, tek seferlik kullanımda plastiğin tamamen kaldırılmasını amaçlıyoruz. Taahhütte bulunan şirketlerin yüzde 40 oranında hedeflerini gerçekleştirdiklerini gördük. 40 bin ailenin yıllık plastik harcamasına denk gelen bir tasarruf oldu. Tamamlandıktan sonra 100 bin aileye denk gelecek” diye konuştu. 

Plastik ambalajlar geri dönüştürülebilir olacak
Zirve, ‘Türkiye’nin Yüzyılında Sürdürülebilirlik ve Dayanışma İçin Nasıl Bir Liderlik Gerekiyor?’ başlıklı ikinci panelle devam etti. Panelde, SOCAR Türkiye İletişim ve Kamu İlişkileri Başkanı Mikayil Yusifov, Yıldız Holding Kurumsal Strateji, İş Geliştirme ve M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, Kalyon Enerji Sürdürülebilirlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Defne Arısoy ve Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi, Kurumsal İlişkiler ve İletişim Başkanı Ebru Şenel Erim, SDSN Türkiye Koordinatörü Bahar Özay’ın konuyla ilgili sorularını yanıtladı. İsrafsız şirket politikalarına dikkat çeken Yıldız Holding Kurumsal Strateji, İş Geliştirme ve M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, “Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık kapsamında inovasyon çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üç odak etrafında stratejimizi yeniledik. Değer zincirindeki doğal kaynakların yenilenmesine olanak sağlamak lazım. Bu çerçevede iki ana hedefimiz var. 2050’ye kadar net sıfır emisyon ve 2030’a kadar plastik ambalajlarımızın tümünün geri dönüştürülebilir, yeniden kullanılabilir ve kompost edilebilir olması. İkinci hedefimiz ise paydaşlarla güçlenmek. Bir yandan çalışanlarımızı düşündüğümüzde tüm yönetim kademelerinde çeşitliliği artıracak, eşit işe eşit ücret diyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Ağaçlandırma çalışmalarına büyük katkı
Kalyon Enerji Sürdürülebilirlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Defne Arısoy da “Gelecek kuşaklara daha yaşanılası bir ortam bırakmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımızı buna uygun olarak yönlendiriyoruz” dedi. Arısoy, şu bilgileri paylaştı: “Özellikle Konya Karapınar’daki güneş enerjisi santralı projemiz Avrupa’nın en büyüğü ve dünyanın sayılı projelerinden biri. Türkiye orman varlığı çalışmasına göre 2010-2020 yılında yıllık katkı değer sağlayan ülkeler arasında altıncı oldu. Kalyon da ağaçlandırma çalışmalarıyla buna ciddi katkı sağlıyor. Karapınar santralimiz tamamlandığında 1,7 milyon ton karbondioksit salımının azalacağını öngörüyoruz. Teknoloji ve tasarım konusunda Ar-Ge çalışmalarımız Kalyon PV bünyesinde çok ciddi önem kazanıyor. Bundan sonra da Kalyon Enerji yeni projelerinde yine aynı stratejilerle devam edecek.”

Plastik kullanımını yüzde 11 azalttı
Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi, Kurumsal İlişkiler ve İletişim Başkanı Ebru Şenel Erim ise,

Türkiye’de karbon emisyonlarını yüzde 55, plastik kullanımını da yüzde 11 azalttıklarını anlatarak, şunları söyledi: “Ve bu stratejiyi uygulayarak 60 milyon TL’den fazla tasarruf elde ettik.

Sürdürülebilirlik sanki ekstra bir maliyet kalemi gibi algılanıyor. Aslında sürdürülebilirlik bir şirketin stratejisine etki edebiliyorsa, bir maliyeti düşürme kalemidir. 2039’da şirketimiz net sıfır hedefine ulaşmış olacak. Kazanımlar çok güzel ama sanmayalım ki 13 sene her şey mükemmel gitti. O kadar basit olmuyor, sizin etkinizin tüm sektörü değiştirmesi mümkün olmuyor.”

2050’de karbon sıfıra yaklaşacağız
SOCAR Türkiye İletişim ve Kamu İlişkileri Başkanı Mikayil Yusifov, “Çevreye, insanlara, topluma değer veren, fayda sağlayan bir petrol doğalgaz şirketi olarak Türkiye’de de belli taahhütlerde bulunduk. 2035 yılında yüzde 40, 2050’de karbon sıfıra yaklaşacağız. Biz Türkiye’de enerji geçişine bütüncül yaklaşıyoruz” dedi. Yusifov, şunları söyledi: “Bizim süreçlerimiz gereği çok yoğun bir enerji tüketimimiz var. Azerbaycan’da 2011’de Türkiye’de ise 2019’da sürdürülebilirlik raporlamasına başladık. Burada karbonsuzlaşma stratejisi oluşturduk. Her yıl yüzde 1 azaltım hedefledik. Kimyasal geri dönüşüm için üniversitelerle işbirliğine başladık. Petkim şirketimizde ambalaj üretiminde yüzde 50 oranında geri dönüşüm granül kullanımına başladık.”

Zirve’nin açılış konuşmasını yapan InBusiness Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Yazarı Hülya Güler de “Eşitsizlik, yoksulluk, iklim değişikliği gezegenimizi yaşaması giderek daha zor bir yere dönüştürüyor. BM’nin belirlediği 17 sürdürülebilir kalkınma amacının etrafında kenetlenmemiz her zamankinden daha önemli” dedi. Önümüzdeki 6-7 yılın gelecek yüzyılları nasıl geçireceğimizi belirleyeceğini vurgulayan Güler, şunları söyledi: “Bu sebeple Inbusiness olarak sürdürülebilirlik temasını DNA’mızın önemli bir parçası olarak benimsedik. Her faaliyetimizde sürdürülebilirlik önemli hedeflerimizden biri oldu ve olmaya devam edecek. Başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.”

‘Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’ne güçlü sponsor desteği

Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nin sponsorları Aydınlı, Koza Altın İşletmeleri, Türk Telekom, Vakıfbank, Yıldız Holding, Ziraat GYO, Halk Faktoring, İstanbul Airport, Kalyon, Tosyalı Holding, Turkish Airlines, Eco Zero, Epiaş, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kargomsende, Kuzey Marmara Otoyolu, Limak, Sanko ve Socar oldu.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteenerji.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.