Dr. Müh. Mustafa UYSAL
Köşe Yazarı
Dr. Müh. Mustafa UYSAL
 

Yenilir mi Yenilenir mi?

Artık bu kavram dilimize alıştı, neredeyse galat-ı meşhur olacak. Yenilir yutulur şey değil ama ağızlara kolay geldi böyle denmesi. Halbuki yenilir utulur bir şey değildi. Son 20 yılda bu terimi çok duyduk. Uğruna savaşlar verilecek dedik, ihtiyaç artacak dedik, kullanırken dikkatli olalım dedik. Bu sebeple yutulur bir şey değildi. 20 yıl önce jeopolitik durumu ortaya koyarak Türkiye enerjide köprü olabilir dedik ve buradan önemli bir gelir elde ettik. Asıl önemli olan Türkiye kendi kendine yeter bir ülkedir dedik, şimdi enerji ihal der konuma geldik. Bu hafta, 2035 enerji hedefleri yayınlandı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca. Kurulu gücümüz Rüzgarda 30GW’a, Güneşte 53 GW’a Hidro da 35 GW’a Toplam Elektrik gücü ise 190 GW’a çıkarılması planlanıyor. Yani %70’i Yenilenebilir kaynaklara dayanan bir Planlama yapılıyor. 510 TW lık bir tüketime karşılık 507 TW’lık bir üretim öngörüsü var elektrikte. Buradan, doğalgazın elektrikteki üretim payının fevkalade düşeceği anlaşılıyor. Öte yandan makro değişiklikler hakkında bir bigi edinemedik, ancak Elektrikli araç dönüşümü ve raylı sistemlerdeki aaç yükleri hesaba katılmış olmalı. Üretimin elektriğe kaydırılması bir tesadüf değil, bir gerelilik. Tüm dünya böyle yapıyor çünkü. Rahmetli Dr. Emin Acar Hocamızın, “Yenilebilir enerji” den bahsettiğini duymuştum. Emin efendi abi, tatlı kömür dermis; yenilebilir enerjiye. Bir çuval fındık bir ton kömüre bedeldir, bir avuç acı biber bir çuval kömürden daha iyi ısıtır, bir kaşık bal bir kaşık pekmez evin sıcaklığını artırır…’ demiş. Böylelikle ihtiyaç duyulan enerji derecesini düşürebileceğimizi anlatmaya çalışırmış. Adeta Enerji Verimliliğ dersi verirmiş, sosyal derslerin içinde, Allah kendisinden razı olsun, rahmeti ile muamele etsin. Hülasa bu maya tuttu, ismi çoğu kez doğru söylenmese de Yenilenebilir Enerjinin kıymeti anlaşıldı. Üretim bu yöne kayırılıyor. Küçük üretici uzun süre küstürüldü ama bu da değişiyor artık.  Şimdi adını e dersek diyelim, enerjiyi tabana yaymanın, verimli kullanmayı vatandaşa anlatmanın zamanıdır. Kazanç hepimizindir, birikim hepimizindir. Yenilenebilir Enerji hepimizin derdine deva dır. Sürekli gelişmeyi Yenilenebilir Enerjiden başlatmalı, küçücük beyinlere bunun ehemmiyetini anlatmalıyız. Küçüktür, büyüktür diyemeyiz, ek delikli kuruşu kazanmalıyız. Yoksa Avrupa gibi cebimizde para olsa da alamadığımız enerjinin bedeli yüksek olacaktır. Böyle bir yenilir enerji ile merhaba demenin mutluluğunu sizler ile paylaşmak istedim.
Ekleme Tarihi: 05 Ekim 2023 - Perşembe

Yenilir mi Yenilenir mi?

Artık bu kavram dilimize alıştı, neredeyse galat-ı meşhur olacak. Yenilir yutulur şey değil ama ağızlara kolay geldi böyle denmesi. Halbuki yenilir utulur bir şey değildi. Son 20 yılda bu terimi çok duyduk. Uğruna savaşlar verilecek dedik, ihtiyaç artacak dedik, kullanırken dikkatli olalım dedik. Bu sebeple yutulur bir şey değildi. 20 yıl önce jeopolitik durumu ortaya koyarak Türkiye enerjide köprü olabilir dedik ve buradan önemli bir gelir elde ettik. Asıl önemli olan Türkiye kendi kendine yeter bir ülkedir dedik, şimdi enerji ihal der konuma geldik.

Bu hafta, 2035 enerji hedefleri yayınlandı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca. Kurulu gücümüz Rüzgarda 30GW’a, Güneşte 53 GW’a Hidro da 35 GW’a Toplam Elektrik gücü ise 190 GW’a çıkarılması planlanıyor. Yani %70’i Yenilenebilir kaynaklara dayanan bir Planlama yapılıyor. 510 TW lık bir tüketime karşılık 507 TW’lık bir üretim öngörüsü var elektrikte. Buradan, doğalgazın elektrikteki üretim payının fevkalade düşeceği anlaşılıyor. Öte yandan makro değişiklikler hakkında bir bigi edinemedik, ancak Elektrikli araç dönüşümü ve raylı sistemlerdeki aaç yükleri hesaba katılmış olmalı. Üretimin elektriğe kaydırılması bir tesadüf değil, bir gerelilik. Tüm dünya böyle yapıyor çünkü.

Rahmetli Dr. Emin Acar Hocamızın, “Yenilebilir enerji” den bahsettiğini duymuştum. Emin efendi abi, tatlı kömür dermis; yenilebilir enerjiye. Bir çuval fındık bir ton kömüre bedeldir, bir avuç acı biber bir çuval kömürden daha iyi ısıtır, bir kaşık bal bir kaşık pekmez evin sıcaklığını artırır…’ demiş. Böylelikle ihtiyaç duyulan enerji derecesini düşürebileceğimizi anlatmaya çalışırmış. Adeta Enerji Verimliliğ dersi verirmiş, sosyal derslerin içinde, Allah kendisinden razı olsun, rahmeti ile muamele etsin.

Hülasa bu maya tuttu, ismi çoğu kez doğru söylenmese de Yenilenebilir Enerjinin kıymeti anlaşıldı. Üretim bu yöne kayırılıyor. Küçük üretici uzun süre küstürüldü ama bu da değişiyor artık.  Şimdi adını e dersek diyelim, enerjiyi tabana yaymanın, verimli kullanmayı vatandaşa anlatmanın zamanıdır. Kazanç hepimizindir, birikim hepimizindir. Yenilenebilir Enerji hepimizin derdine deva dır. Sürekli gelişmeyi Yenilenebilir Enerjiden başlatmalı, küçücük beyinlere bunun ehemmiyetini anlatmalıyız. Küçüktür, büyüktür diyemeyiz, ek delikli kuruşu kazanmalıyız. Yoksa Avrupa gibi cebimizde para olsa da alamadığımız enerjinin bedeli yüksek olacaktır.

Böyle bir yenilir enerji ile merhaba demenin mutluluğunu sizler ile paylaşmak istedim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteenerji.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.