Türkiye'nin 2025'te Daha Öngörülebilir Bir Enerji Piyasasına Sahip Olması Bekleniyor
Türkiye'nin 2025'te Daha Öngörülebilir Bir Enerji Piyasasına Sahip Olması Bekleniyor
Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, 2024'ün hidrokarbon çalışmaları ve yenilenebilir enerjideki gelişmelerle atılım yılı olduğunu belirterek, Bu çalışmalarla 2025'ten itibaren daha öngörülebilir bir enerji piyasasına sahip olacağını ifade etti.
Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, 2024'ün hidrokarbon çalışmaları ve yenilenebilir enerjideki gelişmelerle atılım yılı olduğunu belirterek, Bu çalışmalarla 2025'ten itibaren daha öngörülebilir bir enerji piyasasına sahip olacağını ifade etti.
Dilek, enerji sektöründe yaşanan gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, doğal gaz ve petrol keşif çalışmalarının Türkiye'nin karasularını aşarak Afrika'ya kadar uzandığını söyledi.
Petrolün çıkarılmasına yönelik özellikle Gabar'da sağlanan ilerlemelerin hidrokarbon alanındaki gelişmelerin en önemlisi olduğuna işaret eden Dilek, yeni yılda bunların yanında sanayi yatırımlarında artış olacağını kaydetti.
Global Enerji Derneği Başkanı Dilek, yenilenebilir enerji sektöründe 21 Ekim 2024'te açıklanan yeni strateji belgesi ile Türkiye'nin 2035 için rüzgar ve güneş enerjisi hedeflerini yükselttiğini kaydederek, şöyle konuştu:
"2024'te gerek hidrokarbon gerek yenilenebilir enerjide atılımların yılı oldu. Türkiye, enerjide 2025'ten itibaren daha öngörülebilir piyasaya sahip olacaktır. Yenilenebilir enerji, enerji depolama alanlarında yeni modellerin geliştirilecek olması ve her yıl 2 bin megavatlık Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) ihalelerin açıklanması gibi öngörülebilirliğe fayda sağlayacak adımlar enerji sektörü adına çok kıymetli gelişmeler oldu. Eylül'de açıklanan HIT-30 programı ile de zaten önemli bir gelişmişlik seviyesine ulaşmış olan yenilenebilir enerji sektörünün yerli sanayi tarafının güçlendirilecek olması da bu yılın bir diğer önemli gelişmesi oldu."
Dilek ayrıca, 2024'te atılan bu adımların ve devreye alınan programların özellikle yakın zamanda yürürlüğe girmesi beklenen toplayıcılık ve yan hizmetler gibi düzenlemeler ile birlikte 2025 yenilenebilir enerji alanında yeni bir döneme girileceğini ve başta enerji depolama, santral ve sanayi yatırımlarının ivme kazanacağı bir yıl olacağını aktardı.
Dünyada yenilenebilir enerjide kararlı duruş devam ediyor
Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER) Başkanı Yusuf Günay da ABD'de yenilenebilir enerjiye mesafeli yaklaşan Donald Trump'ın başkan seçilmesine rağmen bu alanda dünyada kararlı bir duruş olduğunu söyledi.
Günay, ABD'nin, Trump'a rağmen yenilenebilir enerji sektörünün gelişimi için geri adım atmamaya kararlı göründüğüne işaret ederek, "ABD'de son iki yılda yeşil hidrojen projelerinin kesinleşen finans yatırımı 75 milyar dolara ulaştı. Avrupa Birliği'nde (AB) ise 90'dan fazla hidrojen vadisini hayata geçiriyor. Almanya, dönüşümde öncü konumunda. Türkiye'ye değerli tedarikçi olarak yaklaşıyorlar. Kuzey Avrupa'dan, Azerbaycan'dan AB'ye doğru enerji koridorları kuruluyor. Kazakistan, 50 milyar dolarlık yatırımla, rüzgar ve güneş santrallerinin desteklediği bir yeşil hidrojen üretim tesisi kuruyor." değerlendirmesinde bulundu.
Çin'in, güneş paneli üretiminde, dünya pazarının yüzde 97'si ile tekelleştiğine işaret eden Günay, "Yeşil hidrojen üretiminin ana yöntemi elektrolizör konusunda da önemli aşama kaydetti. Dünya pazarının yüzde 47'sine şimdiden Çin sahip oldu." dedi.
Yeşil hidrojen haritası kararlılıkla ilerliyor
Türkiye'de yapılan çalışmalara ilişkin Günay, ulusal enerji stratejisinde yeşil hidrojen yol haritasının kararlılıkla ilerlediğini kaydetti.
Hidrojen çalışmalarının enerji arz güvenliği ve cari açığı azaltma gibi ekonomik değeri kadar istihdam yönüyle sosyal faydasının olacağını belirten Günay, şöyle konuştu:
"Dernek olarak, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve İTÜ ile işbirliği içinde bir çalışmamız var. Gaziantep’te kamu taşımacılığında yeşil hidrojenli otobüslerin çalışması hedefli. Ayrıca, Marmara OSB içinde kurulacak Ar-Ge ve Üretim Merkezi gibi, İTÜ işbirliği ile bir hidrojen laboratuvarı da hedefliyoruz. 2025'te, İstanbul’da düzenlenecek bir zirvede Alman offtaker (satın alıcı) firmaları sektörle buluşturacağız."
Günay, hidrojene yönelik özel bir otorite oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, "Regülasyon, standardizasyon ve sertifikasyon hızla tamamlanmalı. Özel Yeşil Hidrojen Üretim Endüstri Bölgeleri ilan edilmeli, şebeke dışı rüzgar ve güneş enerjisi kaynakları yeşil hidrojen üretimine yönlendirilebilmeli. Yenilenebilir enerji üretimimiz artarken, hidrojen kullanım alanları da gelişmeli. Çünkü, yeşil hidrojen gelecektir." değerlendirmesinde bulundu.
İzmir kıyıları için alan duyurusu bekliyoruz
Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Derneği Başkanı (DÜRED) Murat Durak da 2024'te deniz üstü rüzgar santrallerine yönelik oşinografik ve teknik ölçümlerinin başladığını, kredi ve finansman olanaklarına ilişkin adımlar atıldığını söyledi.
Türkiye'nin farklı denizleri için deniz üstü rüzgar santralleri uygulamaları geliştirilebileceğine işaret eden Durak, şunları kaydetti:
"Ege ve özellikle İzmir kıyıları için 2025'te kıyıya yakın alanlarda rüzgar santrali alanının ilan edilmesini bekliyoruz. İzmir ve Ege kıyıları rüzgar potansiyeli açısından oldukça zengin bir bölge. Bu bölgelerde yakın deniz (near shore) rüzgar santrali yatırımları gerçekleştirilebilir. Yakın deniz rüzgar santrallerinde trafo ve şalt bağlantıları karada yapılıyor. Bu durum yatırımcıya, uzak deniz üstü projelere göre fizibilite avantajı sağlıyor. Daha makul bir fiyatla bu projeler gerçekleştirilebilir. Öte yandan, Marmara'da açıklanan 3 deniz üstü YEKA bölgesinde ölçümler başladı. 2026'da ilk ihale duyurusunun yapılmasını bekliyoruz."
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.