“Biyokütle Enerji Sektörü Her Sene Yüzde 100 Büyüyor”

GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 18.05.2020 - 12:48, Güncelleme: 18.05.2020 - 15:04 3572+ kez okundu.
 

“Biyokütle Enerji Sektörü Her Sene Yüzde 100 Büyüyor”

Biyogaz Yatırımlarını Geliştirme Derneği (BİYOGAZDER) Başkanı Altan Denizsel, Covid-19 salgınının Biyokütle sektörüne etkisini Gazete Enerji’ye değerlendirdi.

Biyogaz Yatırımlarını Geliştirme Derneği (BİYOGAZDER) Başkanı Altan Denizsel, Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının Biyokütle sektörüne etkisine yönelik Gazete Enerji’nin sorularını yanıtladı. Denizsel, “Atık yönetimi ve bundan elde edilecek enerji uzun senelere göre planlanmalıdır. Enerji üretimi ise atık sektörünün ek ürünüdür ve tamamen yerel ve yerlileşmiş kaynaklar ile yapılır. En büyük özelliği ise motor gücüne dayalı elektrik üretir ve senede 7000 ila 8000 saat çalışır. Yani BAZ enerji üretir. Her sene 100% büyüyen bir sektördür” diyor.   Covid-19 salgınının Biyokütle sektörü açısından kısa ve uzun vadede etkileri sizce neler olacaktır?   Biyokütle sektörüne etkisi gerekli önlemler alınmaz ise çok büyük olacaktır. Biyokütle sektöründe disiplinler çok fazla. Statik, mekanik, elektrik, biyoteknoloji bir bütün halinde uygun bir şekilde kurgulanmaz ise kurulan tesis bir işe yaramaz. Covid-19 nedeniyle meydana gelen 3 aylık gecikme bizde en az 12 ay olarak yansır. Aritmetik gecikme güneş ve rüzgar için geçerli olabilir, bizde ise herşey geometrik gecikir. Bugün itibari ile 31 Ekime kabulü planlanan onlarca tesis kesin olarak yetişemeyecektir. Kredi kullanan ve geri ödeme yapma planı yapanların planı tutmayacak. Kredisi onaylanan ve kısmi olarak kullanmaya başlayanlar geri kalanını hangi revize plana göre kullanacaklar. Şu anda önlisansa bağlanmış biyokütle sektörü yaklaşık 1.5 Milyar USD yatırım planlamaktadır. Eğer YEKDEM 1 sene uzatılmazsa birçok yatırımcı yatırımın yarıda kalması nedeniyle iflas edecektir. Bankacılık sektörüne yansıyacak parasal boyutları düşünemiyorum. Uzun vadede ise yatırımların yapılamasının getireceği en büyük problem ise, zaten şu andaki mevcut durumun yarısını bile yetemeyen biyokütle sektörü artan insan ve hayvan nüfusu atıklarına hiç yetemeyecek ve çevresel zarar büyük boyutlarda geri tepecek.   Salgın sürecinde sektör için alınan önlem ve verilen destekleri yeterli buluyor musunuz? Sizce önümüzdeki dönem için yapılması gerekenler nelerdir?   Salgın sürecinde sektör için her hangi bir destek verilmedi çünkü atık sektörü sürekli 3 vardiya çalışan bir durumda. Önümüzdeki dönemde bu sektöre daha fazla sağlık desteği verilmesi gerekli. Yeni ortaya çıkabilecek yeni virüs ve bakteriler bu sektördeki insanları hasta edebilir.   Salgının önümüzdeki dönemde azalacağı düşünülüyor. 2020 yılının ikinci yarısında sektör için öngörüleriniz nelerdir?   Alınan önlemler şu anda gayet iyi gidiyor. Önümüzdeki dönem aksatılmadan devam ederse ve insanlarda kurallara uyarsa yakında bu dertten kurtulabiliriz. 2020 ikinci dönemde biyokütle yatırımlarında büyük bir hızlanma olacak. Bizi zorlayacak en büyük engel gene bürokrasi. 32 ila 38 kurumdan görüş alınması, yazışmaların aksaması, komisyonların zamanında toplanmaması bizi çok zorluyor. Çöpü sadece çöp kutusunda gören ve toplanmayınca hemen sosyal medyada onu, bunu şikayet eden kişiler, süt ve yumurta veya diğer gıdalar nasıl üretiliyor, bunların atıkları ortaya çıkıp biraz koku yapınca gene sürekli şikayet eden kişiler, atık işleme tesisi yapılmaya çalışınca karşımızda duran sahte çevreciler bu işleri zora sokacak.   Salgın sürecinde dünya ile kıyasladığınız ülkemiz enerji sektörünün geldiği noktayı değerlendirir misiniz?   Biyokütle enerji sektörü Avrupa’da bu işi bitirmiştir. Senelerdir yaptıkları çalışmalar sonucunda, biyogaz, yakma ve gazlaştırma sektörlerinde gerekli araştırmalarını yapıp en uygun yatırımlarını yapmışlardır. Çünkü atıklarını yönetemeyen ülkeler maddi olarak zayıflarlar ve sürekli ithalata mahkûm kalırlar. Bizde ise bu durum hala tam manası ile anlaşılamamıştır. Nerede ne tesis kurulacak, hangi atıklara hangi teknoloji kullanılacak belli değildir. Belediyeler projelerini 5 senelik yapıyorlar. Atık yönetimi ve bundan elde edilecek enerji uzun senelere göre planlanmalıdır. Enerji üretimi ise atık sektörünün ek ürünüdür ve tamamen yerel ve yerlileşmiş kaynaklar ile yapılır. En büyük özelliği ise motor gücüne dayalı elektrik üretir ve senede 7000 ila 8000 saat çalışır. Yani BAZ enerji üretir. Her sene 100% büyüyen bir sektördür. Bu halde bile 15 sene yatırım yapsan yetmez.             
Biyogaz Yatırımlarını Geliştirme Derneği (BİYOGAZDER) Başkanı Altan Denizsel, Covid-19 salgınının Biyokütle sektörüne etkisini Gazete Enerji’ye değerlendirdi.

Biyogaz Yatırımlarını Geliştirme Derneği (BİYOGAZDER) Başkanı Altan Denizsel, Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının Biyokütle sektörüne etkisine yönelik Gazete Enerji’nin sorularını yanıtladı. Denizsel, “Atık yönetimi ve bundan elde edilecek enerji uzun senelere göre planlanmalıdır. Enerji üretimi ise atık sektörünün ek ürünüdür ve tamamen yerel ve yerlileşmiş kaynaklar ile yapılır. En büyük özelliği ise motor gücüne dayalı elektrik üretir ve senede 7000 ila 8000 saat çalışır. Yani BAZ enerji üretir. Her sene 100% büyüyen bir sektördür” diyor.

 

Covid-19 salgınının Biyokütle sektörü açısından kısa ve uzun vadede etkileri sizce neler olacaktır?

 

Biyokütle sektörüne etkisi gerekli önlemler alınmaz ise çok büyük olacaktır. Biyokütle sektöründe disiplinler çok fazla. Statik, mekanik, elektrik, biyoteknoloji bir bütün halinde uygun bir şekilde kurgulanmaz ise kurulan tesis bir işe yaramaz. Covid-19 nedeniyle meydana gelen 3 aylık gecikme bizde en az 12 ay olarak yansır. Aritmetik gecikme güneş ve rüzgar için geçerli olabilir, bizde ise herşey geometrik gecikir. Bugün itibari ile 31 Ekime kabulü planlanan onlarca tesis kesin olarak yetişemeyecektir. Kredi kullanan ve geri ödeme yapma planı yapanların planı tutmayacak. Kredisi onaylanan ve kısmi olarak kullanmaya başlayanlar geri kalanını hangi revize plana göre kullanacaklar. Şu anda önlisansa bağlanmış biyokütle sektörü yaklaşık 1.5 Milyar USD yatırım planlamaktadır. Eğer YEKDEM 1 sene uzatılmazsa birçok yatırımcı yatırımın yarıda kalması nedeniyle iflas edecektir. Bankacılık sektörüne yansıyacak parasal boyutları düşünemiyorum. Uzun vadede ise yatırımların yapılamasının getireceği en büyük problem ise, zaten şu andaki mevcut durumun yarısını bile yetemeyen biyokütle sektörü artan insan ve hayvan nüfusu atıklarına hiç yetemeyecek ve çevresel zarar büyük boyutlarda geri tepecek.

 

Salgın sürecinde sektör için alınan önlem ve verilen destekleri yeterli buluyor musunuz? Sizce önümüzdeki dönem için yapılması gerekenler nelerdir?

 

Salgın sürecinde sektör için her hangi bir destek verilmedi çünkü atık sektörü sürekli 3 vardiya çalışan bir durumda. Önümüzdeki dönemde bu sektöre daha fazla sağlık desteği verilmesi gerekli. Yeni ortaya çıkabilecek yeni virüs ve bakteriler bu sektördeki insanları hasta edebilir.

 

Salgının önümüzdeki dönemde azalacağı düşünülüyor. 2020 yılının ikinci yarısında sektör için öngörüleriniz nelerdir?

 

Alınan önlemler şu anda gayet iyi gidiyor. Önümüzdeki dönem aksatılmadan devam ederse ve insanlarda kurallara uyarsa yakında bu dertten kurtulabiliriz. 2020 ikinci dönemde biyokütle yatırımlarında büyük bir hızlanma olacak. Bizi zorlayacak en büyük engel gene bürokrasi. 32 ila 38 kurumdan görüş alınması, yazışmaların aksaması, komisyonların zamanında toplanmaması bizi çok zorluyor. Çöpü sadece çöp kutusunda gören ve toplanmayınca hemen sosyal medyada onu, bunu şikayet eden kişiler, süt ve yumurta veya diğer gıdalar nasıl üretiliyor, bunların atıkları ortaya çıkıp biraz koku yapınca gene sürekli şikayet eden kişiler, atık işleme tesisi yapılmaya çalışınca karşımızda duran sahte çevreciler bu işleri zora sokacak.

 

Salgın sürecinde dünya ile kıyasladığınız ülkemiz enerji sektörünün geldiği noktayı değerlendirir misiniz?

 

Biyokütle enerji sektörü Avrupa’da bu işi bitirmiştir. Senelerdir yaptıkları çalışmalar sonucunda, biyogaz, yakma ve gazlaştırma sektörlerinde gerekli araştırmalarını yapıp en uygun yatırımlarını yapmışlardır. Çünkü atıklarını yönetemeyen ülkeler maddi olarak zayıflarlar ve sürekli ithalata mahkûm kalırlar.

Bizde ise bu durum hala tam manası ile anlaşılamamıştır. Nerede ne tesis kurulacak, hangi atıklara hangi teknoloji kullanılacak belli değildir. Belediyeler projelerini 5 senelik yapıyorlar. Atık yönetimi ve bundan elde edilecek enerji uzun senelere göre planlanmalıdır. Enerji üretimi ise atık sektörünün ek ürünüdür ve tamamen yerel ve yerlileşmiş kaynaklar ile yapılır. En büyük özelliği ise motor gücüne dayalı elektrik üretir ve senede 7000 ila 8000 saat çalışır. Yani BAZ enerji üretir. Her sene 100% büyüyen bir sektördür. Bu halde bile 15 sene yatırım yapsan yetmez.

 

 

  

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteenerji.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.