Manşet

Amerika'dan Türkiye'ye; Sedat Vatandaş’ın Enerji Yönetimi ve Sürdürülebilirlik Yolculuğu

Makine Mühendisi Sedat Vatandaş, Enerji Yönetimi ve Sürdürülebilirlik Yolculuğu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Son 12 yıldır enerji yönetimi ve verimliliği alanında çalışan Makine Mühendisi Sedat Vatandaş, Türkiye’de çeşitli sektörlerde enerji verimliliği projeleri yürüttükten sonra, enerji yönetim sistemleri konusundaki uzmanlığını uluslararası alana taşımak istedi ve Amerika öyküsü başladı. Enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularında daha geniş bir perspektif kazanmak ve uzmanlık alanını geliştirmek için olağanüstü yetenek vizesi ile Amerika’ya yerleşen Vatandaş, çalışmalarını başarıyla sürdürüyor…

Amerika’da aldığınız özel eğitimlerden ve neler yaptığınızdan bahseder misiniz?

Amerika’da, özellikle enerji yönetimi ve sürdürülebilirlik üzerine odaklanan projelerde rol almaya çalışıyorum. ASHRAE (American Society of Heating, Refrigerating and Air-Conditioning Engineers) ve AEE (Association of Energy Engineers) gibi kuruluşların eğitim programlarına katıldım ve uluslararası geçerliliğe sahip CEM (Certified Energy Manager) sertifikası aldım. Bunun yanı sıra, enerji verimliliği denetimleri, ölçüm ve doğrulama yöntemleri ve karbon ayak izi yönetimi üzerine çeşitli projeler üzerinde çalışıyorum.

Günümüz enerji krizlerini göz önüne aldığımızda, sizce şirketler için enerji verimliliği ne derece kritik?

Enerji verimliliği, günümüz enerji krizine karşı en etkili ve hızlı çözüm yollarından biridir. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve tedarik riskleri, işletmeleri operasyonel maliyetlerini düşürmek ve sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmek için enerji verimliliği projeleri ilk ve temel olarak uygulanmalı, çalışanlara da bu konuda yapabilecekleri konusunda bilgilendirmeler yapılmalıdır. Verimlilik projeleri, yalnızca maliyetleri azaltmakla kalmaz, aynı zamanda karbon emisyonlarını düşürerek çevresel etkileri de minimize eder. Bunun yanında enerji dışı faydaları da göz ardı etmemek gerekiyor. Örneğin enerji verimliliği projeleri, üretim süreçlerinde iyileştirmeler sağlayarak ürün kalitesini artırabilir ve ekipmanların ömrünü uzatabilir. Aynı zamanda enerji verimliliği, şirketlerin rekabet gücünü artırır ve sürdürülebilirlik raporlamasında önemli bir avantaj sağlar.

Özellikle günümüzde tüketicilerin ve iş ortaklarının çevreye duyarlılığı artarken, enerji verimliliği uygulamaları şirketlerin itibarını güçlendiren önemli bir faktör haline gelmiştir. Yatırımcılar ve müşteriler, düşük karbon ayak izine sahip ve çevresel sürdürülebilirliği ön planda tutan şirketlerle çalışmayı tercih etmektedir. Bunlara ek olarak, enerji verimliliği projeleri sayesinde enerji kullanımını optimize etmek, işletmelere gelecekte ortaya çıkabilecek enerji fiyat artışlarına karşı bir koruma sağlar. Enerji dışı faydalar arasında iş güvenliğinin artırılması, çalışanların üretkenliğinin yükselmesi ve tesislerde operasyonel risklerin azalması da yer almaktadır. Sonuç olarak, enerji verimliliği, yalnızca bir maliyet azaltma aracı değil, aynı zamanda bir sürdürülebilirlik stratejisi ve iş modeli geliştirme fırsatı olarak değerlendirilmelidir. Şirketler, bu alandaki uygulamalarını genişletip kurumsal kültürlerinin bir parçası haline getirerek hem çevresel hem de ekonomik faydalar sağlayabilirler.

Enerji yönetim sistemlerinin işletmelerde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmadaki rolü sizce nedir?

Enerji yönetim sistemleri (ISO 50001 vb.), işletmelerin enerji tüketimini izleyerek ve optimize ederek daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşmalarını sağlar. Bu sistemler, verimlilik projelerinin planlanması ve uygulanması için gerekli veriyi sunarken, aynı zamanda şirketlerin karbon nötr olma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur. Ayrıca, enerji yönetim sistemleri işletmelerde bir enerji kültürü oluşturur ve çalışanların bu hedeflere katkısını artırır. Sürdürülebilir eylem planlarının oluşturulması, takip edilmesi, sapmaların tayin edilmesi ve müdahale edilmesi gibi süreçleri temel alan performansa dayalı bir yapının oluşturulmasına kılavuzluk ettiği için şirketlerin hedeflerine ulaşması için büyük önem arz etmektedir. 

Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının mevcut durumu ve gelecekteki potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye, güneş, jeotermal ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahip. Son yıllarda yapılan yatırımlarla yenilenebilir enerji kapasitesi hızla artıyor. Ancak, bu kapasitenin tam anlamıyla kullanılması için enerji depolama teknolojilerine daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Gelecekte, hibrit enerji sistemlerinin ve enerji depolama çözümlerinin yaygınlaşmasıyla Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelini tam anlamıyla kullanabileceğine inanıyorum. Bu konu dünyanın da gündeminde olan bir konu bu nedenle enerji depolama sistemlerinde arge çalışmaları yapılması ülkemizin teknoloji ihracı için de potansiyel taşımaktadır.

Sürdürülebilir enerji yönetiminde döngüsel ekonomi ve endüstriyel simbiyozun nasıl bir rol oynadığını düşünüyorsunuz?

Döngüsel ekonomi ve endüstriyel simbiyoz, sürdürülebilir enerji yönetiminin temel taşlarıdır. Döngüsel ekonomi, atıkların geri kazanımı ve yeniden kullanımı yoluyla kaynak verimliliğini artırırken, endüstriyel simbiyoz, bir işletmenin atığının diğer bir işletme için ham madde olarak kullanılmasını sağlar. Bu iki yaklaşım, enerji tüketimini ve çevresel etkiyi azaltarak daha sürdürülebilir bir enerji sistemi oluşturulmasına katkı sağlar. Bu nedenle bu yapıların kurulması, paydaş analizlerinin, ortak çalışma kültürünün sonucu olarak karşımıza çıkabilmektedir. Diğer yandan sorumlu üretici yasası gibi yasalar üreticilerin, ürünlerinin atık hale gelmesi sonrasında yapılması gerekenlerden de sorumlu tutarken döngüsel ekonominin taraflarını daha net belirlenmesini sağlamaktadır. Bu tarz yasalar ülkemizde de uygulanmalı ve teşvik edilmelidir.

Şirketlerin karbon nötr olma yolculuğunda enerji dönüşümünü hızlandırmak için neler yapılabilir?

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de karbon nötr olma hedefini politika olarak benimseyen kuruluşlar var. O yüzden çok önemli bir konu. Birçok firma çatısına güneş enerjisi santrali kurduğunda karbon nötr olacağını düşünüyor. Bu durumda bu konudaki bilgi seviyesinin çok düşük olduğunu göstermektedir. Karbon nötr olmak için en temelde mevcut enerji kullanımını azaltmak veya etkin kullanımını sağlamak için gerekli enerji verimliliği çalışmaları yapılmalıdır. Bu çalışmalar hem dijitalleşme hem de karbon yönetimini göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Sonrasında ihtiyaç olan enerjinin yenilenebilir enerji ile karşılanması, elektrifikasyon projelerine ağırlık verilmelidir.

Bunun içinde teknoloji takibi yapılmalı ve çalışmalar sistematik olarak yürütülmeli aynı zamanda üst yönetim tarafından da takip edilmelidir.

Enerji sektöründe inovasyon ve dijitalleşme, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada nasıl bir katkı sağlıyor?

İnovasyon ve dijitalleşme, enerji tüketiminin optimize edilmesini ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Örneğin, yapay zeka ile enerji tüketim tahminleri yapılabilir ve enerji kayıpları önlenebilir. Dijitalleşme ayrıca, akıllı şebekeler ve IoT teknolojileri sayesinde enerji kaynaklarının daha verimli yönetilmesine olanak tanır.

Tüm bu çalışmalar aslında enerjiyi yönetilmemizi, doğru kararlar vermemiz tabir caizse neşteri doğru noktaya vurmamızı sağlar. Bu sonuç hem mevcut insan kaynağımızı, bütçemizi doğru yönetmemizi hem de stratejimizi doğru oluşturma imkanını verir.

Önümüzdeki 5-10 yıl içinde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarında ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?

Enerji depolama alanında önemli gelişmeler bekliyorum. Dağıtık enerjinin teşvik edilmesi sonucunda hibrit enerji sistemleri yaygınlaşacak. Özellikle ısı pompaları gibi sistemler de bu süreçte revaçta olacak. Diğer taraftan dijitalleşme ve otomasyon konuları bu sistemleri destekler nitelikte gelişecektir. Tabi ki bu çalışmalar karbon piyasalarının oluşması ile daha da hızlanacaktır.

Türkiye’nin enerji stratejisi sürdürülebilirlik hedeflerini destekliyor mu? Hangi alanlarda iyileştirme yapılmalı?

Bildiğiniz üzere 2053 Karbon nötr hedefi bulunuyor. Bu çerçevede ülkemizde bu hedefe ulaşmak için yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğine yönelik hedefleri desteklenmektedir. Diğer yandan nükleer enerjinin ile elektrik üretimindeki pay sahibi olması için çalışmalar yürütülüyor. Bunun yanında yenilenebilir enerji entegrasyonu için daha fazla depolama yatırımı gerekiyor ayrıca karbon piyasası hızla oluşturulması gerekmekte. Oluşturulan regülasyonların uygulanması için gerekli teşviklerin de hızlıca tarafların hizmetine sunulması gerekmekte.

Tabi ki burada en önemli konu elde edilen kazanımların takip edilerek doğrulanabilir olması. Bu konuda da çalışmalar yürütülmekte.

Eklemek istedikleriniz?..

Sürdürülebilirlik, yalnızca bir hedef değil, sürekli gelişen bir yolculuktur. Türkiye, yenilikçi projelere ve iş birliğine daha fazla açık olarak bu alanda lider bir konuma gelebilir. Enerji dönüşümü yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümle desteklenmelidir. Bu nedenle konunun topluma yayılması içinde çalışmalar yürütülmesi gerekiyor. Yeniliklere açık bir toplumuz bu nedenle bu konularda toplum karakteristiğine uygun kampanyaların yapılması büyük önem arz etmektedir. Teşekkür ederim…