“Ülkemiz Enerji Sektörü Zorlu Dönemde Başarılı Sınav Verdi”

GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 12.05.2020 - 10:46, Güncelleme: 12.05.2020 - 10:46 2984+ kez okundu.
 

“Ülkemiz Enerji Sektörü Zorlu Dönemde Başarılı Sınav Verdi”

SOCAR Türkiye Kurumsal İletişim Başkanı Murat LeCompte, Kovid-19 salgınının enerji sektörüne etkisini Gazete Enerji’ye değerlendirdi.

SOCAR Türkiye Kurumsal İletişim Başkanı Murat LeCompte, Yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınının enerji sektörüne etkisine yönelik Gazete Enerji’nin sorularını yanıtladı. LeCompte, “Salgının kontrol altına alınması durumunda piyasalarda ham petrol ve ürün fiyatlarında olası artışlar söz konusu olacak ve yılsonuna kadar sektör normalleşme sürecine girecektir. . Yine normalleşme ile araç trafiği ve lojistik faaliyetler hızlanacağı için akaryakıt tüketimi de artacaktır. Tüm bunlar rafinerilerin kapasite kullanım oranlarını yukarıya taşıyacak gelişmeler.”diyor.   Kovid-19 salgınının enerji sektörü açısından kısa ve uzun vadede etkileri sizce neler olacaktır? Kovid-19 ile birlikte havacılık, lojistik ve ulaşım sektörlerindeki daralma petrol piyasalarına olumsuz yansıdı. OPEC ülkelerinin üretimdeki kısıntıya ilişkin anlaşmasının bitmesine salgın nedeniyle küresel talepteki gerileme de eklenince petrol fiyatları çok hızlı düştü. Bu süreçte Amerikan Batı Teksas tipi (WTI) ham petrolün varil fiyatının tarihte ilk kez negatife indiğine, brent petrolün varil fiyatının 20 dolarların altına gerilediğine şahit olduk. Tüm bu gelişmeler petrol üreticisi ülkeler ve şirketler için 2020 yılının ilk çeyreğinin zor bir dönem olduğunu gösteriyor. Ancak sizin de bildiğiniz gibi OPEC ülkeleri, 1 Mayıs’tan itibaren günlük 9,7 milyon varil daha az petrol üretmeye başladı. Öte yandan dünyada büyük bir üretici ve tüketici olan Çin’den ticari açıdan olumlu sinyaller gelmeye başladı. Dolayısıyla orta vadede fiyatların yeniden yukarı doğru seyredeceği gibi bir öngörümüz var.   Rafinaj ve dağıtım açısından baktığımızda ise, piyasadaki durgunluğa bağlı olarak bazı rafinerilerin planlı bakımlarını erkene aldığını ya da uzattığını görüyoruz. Bölgemizdeki rafinerilerin büyük çoğunluğunda kapasite kullanım oranları yüzde 50-75 seviyelerine kadar geriledi. Mevcut dönemde ham petrol depolama kapasiteleri yüksek olan ve bu tür senaryolarda üretim planında hızlı değişiklik yapabilecek esnekliğe sahip rafinerilerin diğerlerine göre daha avantajlı durumda olduğunu söyleyebilirim. Bugünlerde gördüğümüz diğer büyük bir etki de denizcilik sektöründeki navlun fiyatlarının artması oldu. Bu anlamda yurtiçi müşteri ağırlıklı çalışmak, rafinerilerin hem kârlılıklarını hem de çalışma verimliliğini etkileyecektir.   Salgın sürecinde sektör için alınan önlem ve verilen destekleri yeterli buluyor musunuz? Sizce önümüzdeki dönem için yapılması gerekenler nelerdir? Kovid-19 pandemisi hemen hemen tüm sektörlerde, çalışma hayatında tahribat yaptı. Hükümetin hazırladığı ekonomik önlem paketi hızla TBMM’den geçti.  Vergi ve bankacılık sistemindeki ödemelere ertelemeyi ve çalışanlara yönelik destek tedbirlerini içeren bu adımları olumlu olarak değerlendiriyoruz.   Bugün kendi iş kolumuz açısından baktığımızda, sektörün üzerindeki tahribatın en aza inmesi için yurtiçi üretimi teşvik edebilmek adına, ithalata bağımlı olduğumuz tüm kimyasalların envanterinin çıkarılması ve bu kimyasalların yurtiçi üretim imkanlarının araştırılması, üretime talip firmaların teşvik mekanizmaları ile desteklenmesi faydalı olabilir diye düşünüyoruz. Enerjinin yoğun olduğu sektörlerde enerji teşviki getirilmesi, bazı mali yükümlülüklerin ötelenmesi, stratejik öneme sahip şirketlerin nakit akışlarını düzgün sürdürebilmeleri için kamu bankaları eliyle ek limitler tanımlanması gibi adımlar da bu dönemde enerji sektörüne nefes aldıracaktır.   Salgının önümüzdeki dönemde azalacağı düşünülüyor. 2020 yılının ikinci yarısında sektör için öngörüleriniz nelerdir? Salgının kontrol altına alınması durumunda piyasalarda ham petrol ve ürün fiyatlarında olası artışlar söz konusu olacak ve yılsonuna kadar sektör normalleşme sürecine girecektir. Özellikle turizm sezonunun en yoğun olduğu yaz aylarında salgın kontrol altına alınabilirse, bu süreç hızlanabilir. Turizm sektörünün toparlanması durumunda jet yakıtı tüketiminde de buna paralel olarak artış yaşanacaktır. Biz STAR Rafineri’de jet yakıta olan talep düştüğü için buradaki üretim kapasitesini dizele çevirmiştik. Havacılık sektöründe toparlanma ile birlikte ara verdiğimiz jet yakıt üretimine tekrar başlayabiliriz. Yine normalleşme ile araç trafiği ve lojistik faaliyetler hızlanacağı için akaryakıt tüketimi de artacaktır. Tüm bunlar rafinerilerin kapasite kullanım oranlarını yukarıya taşıyacak gelişmeler.   Petrokimya sektörüne baktığımızda ise SOCAR Türkiye olarak İzmir Aliağa’da birbirine entegre bir şekilde kurduğumuz STAR Rafineri ve Petkim, içinde bulunduğumuz zorlu dönemde bu sinerjinin büyük faydasını gördü. Ana hammaddesi naftayı daha önce ithal eden Petkim, STAR Rafineri ile birlikte dışarıya bağımlı olmadan dünya ticaretinde büyük sorunların yaşandığı bir dönemde üretimine devam etti. Böylece başta sağlık sektörüne yönelik üretim yapan şirketler olmak üzere pek çok sektörün güvenli tedarikçisi olduğunu bir kez daha gösterdi. Özetle yılın ikinci yarısında rafineri gibi petrokimya sektöründe de artan taleple birlikte kapasite kullanım oranlarının artacağı muhakkak.   Salgın sürecinde dünya ile kıyasladığınız ülkemiz enerji sektörünün geldiği noktayı değerlendirir misiniz? Öncelikle Türkiye’de enerji sektörüne baktığımızda bu zorlu dönemde başarılı bir sınav verildiğini ifade etmek istiyorum. Kovid-19’la mücadele kapsamında hızla pozisyon alan ve acil eylem planlarını devreye alan şirketler istihdamlarını korumak için de büyük çaba sarf ediyor. Bu süreçte rafineri ve petrokimya alanında yerli üretimin önemi de öne çıktı. Ülkeler arasındaki ticaretin adeta durduğu bir noktada iç piyasada akaryakıt ve petrokimya ürünlerinde çok büyük sıkıntı yaşanmadı. Örneğin bu zorlu süreçte Türkiye'nin ihtiyacı olan hammaddeleri üreten Petkim, tıbbi malzemelerin ve ambalajların hammadde üretimine ağırlık vererek talepleri karşılamak için kesintisiz bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Petkim, son dönemde büyük talep gören maske ve tulum kumaşı için gelen hammadde talebinin de tamamını karşılıyor. Bölgemizdeki rafinerilerin önemli bölümü kapasitelerini yarı yarıya azaltırken, yukarıda da ifade ettiğim gibi Petkim’e entegre olarak kurulan STAR Rafineri tam kapasite ile çalışıyor.   Sektör geneline baktığımızda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de talebin daralması enerji sektörüne olumsuz yansıyor. Ancak diğer cephede petrol fiyatlarındaki düşüş bu alanda net ithalatçı olan Türkiye’nin enerji maliyetlerini aşağıya çekmesi açısından farklı bir önem taşıyor.  
SOCAR Türkiye Kurumsal İletişim Başkanı Murat LeCompte, Kovid-19 salgınının enerji sektörüne etkisini Gazete Enerji’ye değerlendirdi.

SOCAR Türkiye Kurumsal İletişim Başkanı Murat LeCompte, Yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınının enerji sektörüne etkisine yönelik Gazete Enerji’nin sorularını yanıtladı. LeCompte, “Salgının kontrol altına alınması durumunda piyasalarda ham petrol ve ürün fiyatlarında olası artışlar söz konusu olacak ve yılsonuna kadar sektör normalleşme sürecine girecektir. . Yine normalleşme ile araç trafiği ve lojistik faaliyetler hızlanacağı için akaryakıt tüketimi de artacaktır. Tüm bunlar rafinerilerin kapasite kullanım oranlarını yukarıya taşıyacak gelişmeler.”diyor.

 

Kovid-19 salgınının enerji sektörü açısından kısa ve uzun vadede etkileri sizce neler olacaktır?

Kovid-19 ile birlikte havacılık, lojistik ve ulaşım sektörlerindeki daralma petrol piyasalarına olumsuz yansıdı. OPEC ülkelerinin üretimdeki kısıntıya ilişkin anlaşmasının bitmesine salgın nedeniyle küresel talepteki gerileme de eklenince petrol fiyatları çok hızlı düştü. Bu süreçte Amerikan Batı Teksas tipi (WTI) ham petrolün varil fiyatının tarihte ilk kez negatife indiğine, brent petrolün varil fiyatının 20 dolarların altına gerilediğine şahit olduk. Tüm bu gelişmeler petrol üreticisi ülkeler ve şirketler için 2020 yılının ilk çeyreğinin zor bir dönem olduğunu gösteriyor. Ancak sizin de bildiğiniz gibi OPEC ülkeleri, 1 Mayıs’tan itibaren günlük 9,7 milyon varil daha az petrol üretmeye başladı. Öte yandan dünyada büyük bir üretici ve tüketici olan Çin’den ticari açıdan olumlu sinyaller gelmeye başladı. Dolayısıyla orta vadede fiyatların yeniden yukarı doğru seyredeceği gibi bir öngörümüz var.

 

Rafinaj ve dağıtım açısından baktığımızda ise, piyasadaki durgunluğa bağlı olarak bazı rafinerilerin planlı bakımlarını erkene aldığını ya da uzattığını görüyoruz. Bölgemizdeki rafinerilerin büyük çoğunluğunda kapasite kullanım oranları yüzde 50-75 seviyelerine kadar geriledi. Mevcut dönemde ham petrol depolama kapasiteleri yüksek olan ve bu tür senaryolarda üretim planında hızlı değişiklik yapabilecek esnekliğe sahip rafinerilerin diğerlerine göre daha avantajlı durumda olduğunu söyleyebilirim. Bugünlerde gördüğümüz diğer büyük bir etki de denizcilik sektöründeki navlun fiyatlarının artması oldu. Bu anlamda yurtiçi müşteri ağırlıklı çalışmak, rafinerilerin hem kârlılıklarını hem de çalışma verimliliğini etkileyecektir.

 

Salgın sürecinde sektör için alınan önlem ve verilen destekleri yeterli buluyor musunuz? Sizce önümüzdeki dönem için yapılması gerekenler nelerdir?

Kovid-19 pandemisi hemen hemen tüm sektörlerde, çalışma hayatında tahribat yaptı. Hükümetin hazırladığı ekonomik önlem paketi hızla TBMM’den geçti.  Vergi ve bankacılık sistemindeki ödemelere ertelemeyi ve çalışanlara yönelik destek tedbirlerini içeren bu adımları olumlu olarak değerlendiriyoruz.

 

Bugün kendi iş kolumuz açısından baktığımızda, sektörün üzerindeki tahribatın en aza inmesi için yurtiçi üretimi teşvik edebilmek adına, ithalata bağımlı olduğumuz tüm kimyasalların envanterinin çıkarılması ve bu kimyasalların yurtiçi üretim imkanlarının araştırılması, üretime talip firmaların teşvik mekanizmaları ile desteklenmesi faydalı olabilir diye düşünüyoruz. Enerjinin yoğun olduğu sektörlerde enerji teşviki getirilmesi, bazı mali yükümlülüklerin ötelenmesi, stratejik öneme sahip şirketlerin nakit akışlarını düzgün sürdürebilmeleri için kamu bankaları eliyle ek limitler tanımlanması gibi adımlar da bu dönemde enerji sektörüne nefes aldıracaktır.

 

Salgının önümüzdeki dönemde azalacağı düşünülüyor. 2020 yılının ikinci yarısında sektör için öngörüleriniz nelerdir?

Salgının kontrol altına alınması durumunda piyasalarda ham petrol ve ürün fiyatlarında olası artışlar söz konusu olacak ve yılsonuna kadar sektör normalleşme sürecine girecektir. Özellikle turizm sezonunun en yoğun olduğu yaz aylarında salgın kontrol altına alınabilirse, bu süreç hızlanabilir. Turizm sektörünün toparlanması durumunda jet yakıtı tüketiminde de buna paralel olarak artış yaşanacaktır. Biz STAR Rafineri’de jet yakıta olan talep düştüğü için buradaki üretim kapasitesini dizele çevirmiştik. Havacılık sektöründe toparlanma ile birlikte ara verdiğimiz jet yakıt üretimine tekrar başlayabiliriz. Yine normalleşme ile araç trafiği ve lojistik faaliyetler hızlanacağı için akaryakıt tüketimi de artacaktır. Tüm bunlar rafinerilerin kapasite kullanım oranlarını yukarıya taşıyacak gelişmeler.

 

Petrokimya sektörüne baktığımızda ise SOCAR Türkiye olarak İzmir Aliağa’da birbirine entegre bir şekilde kurduğumuz STAR Rafineri ve Petkim, içinde bulunduğumuz zorlu dönemde bu sinerjinin büyük faydasını gördü. Ana hammaddesi naftayı daha önce ithal eden Petkim, STAR Rafineri ile birlikte dışarıya bağımlı olmadan dünya ticaretinde büyük sorunların yaşandığı bir dönemde üretimine devam etti. Böylece başta sağlık sektörüne yönelik üretim yapan şirketler olmak üzere pek çok sektörün güvenli tedarikçisi olduğunu bir kez daha gösterdi. Özetle yılın ikinci yarısında rafineri gibi petrokimya sektöründe de artan taleple birlikte kapasite kullanım oranlarının artacağı muhakkak.

 

Salgın sürecinde dünya ile kıyasladığınız ülkemiz enerji sektörünün geldiği noktayı değerlendirir misiniz?

Öncelikle Türkiye’de enerji sektörüne baktığımızda bu zorlu dönemde başarılı bir sınav verildiğini ifade etmek istiyorum. Kovid-19’la mücadele kapsamında hızla pozisyon alan ve acil eylem planlarını devreye alan şirketler istihdamlarını korumak için de büyük çaba sarf ediyor. Bu süreçte rafineri ve petrokimya alanında yerli üretimin önemi de öne çıktı. Ülkeler arasındaki ticaretin adeta durduğu bir noktada iç piyasada akaryakıt ve petrokimya ürünlerinde çok büyük sıkıntı yaşanmadı. Örneğin bu zorlu süreçte Türkiye'nin ihtiyacı olan hammaddeleri üreten Petkim, tıbbi malzemelerin ve ambalajların hammadde üretimine ağırlık vererek talepleri karşılamak için kesintisiz bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Petkim, son dönemde büyük talep gören maske ve tulum kumaşı için gelen hammadde talebinin de tamamını karşılıyor. Bölgemizdeki rafinerilerin önemli bölümü kapasitelerini yarı yarıya azaltırken, yukarıda da ifade ettiğim gibi Petkim’e entegre olarak kurulan STAR Rafineri tam kapasite ile çalışıyor.

 

Sektör geneline baktığımızda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de talebin daralması enerji sektörüne olumsuz yansıyor. Ancak diğer cephede petrol fiyatlarındaki düşüş bu alanda net ithalatçı olan Türkiye’nin enerji maliyetlerini aşağıya çekmesi açısından farklı bir önem taşıyor.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteenerji.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.